Yağmurdan sonraki çiçek kokusu
Sen kadar güzel kokmuyor mabed
Yemyeşil kırlar doğa dokusu
Sen gibi beni çekmiyor mabed
Beynime sensiz şimşek çaksada
Yokluğun kor gibi beni yaksada
Gözyaşım sel olup candan aksada
Sen gibi canımı yakmıyor mabed
İlmik ilmik işledin aşkı gönlüme
Yar diye aldım seni ömrüme
Göçmen kuş bile geri döndüde
Sen gibi dönmeyen olmadı mabed
Lafzede yüreğim sırf sana yanar
Yaşlıdır gözlerim bir seni arar
Sende sarmazsan kim beni sarar
Sarsada sen gibi sarmıyor mabed
Kayıt Tarihi : 27.12.2016 00:30:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yağmurun ardından mis gibi toprak kokusu yükselmişti. Çiçekler açmış, kırlar yemyeşil olmuştu. Rüzgâr saçlarını okşarken, etraftaki herkes bu güzelliğe hayran kalıyordu. Ama o… Lokman’ın içi bomboştu. Ne çiçek kokusu, ne baharın dokusu… Hiçbiri ona mutluluk vermez olmuştu. Çünkü kalbinde tek bir gerçek vardı: O kadın. Gidişiyle bütün güzellikler anlamsız kalmıştı. Bir akşam yağmurun ardından dışarı çıktı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. O eşsiz çiçek kokusu ciğerlerini doldurdu, ama o an kendi kendine mırıldandı: “Sen kadar güzel kokmuyor mabed…” Koca şehirden geriye sadece onun yokluğu kalmıştı. Yüreğine ilmik ilmik işlediği aşk, gün geçtikçe ağırlaşıyor, her nefesini yakıyordu. Gözlerinden sel gibi yaş aksa da, bu acının adı hep aynıydı: Sensizlik. Göçmen kuşlar bile yuvalarına geri dönüyordu. Ama o dönmüyordu. Herkes dönüyordu, o bir türlü dönmüyordu. İşte bu, Lokman’ın yüreğinde kapanmayan yaraydı. Bir gece penceresinin önünde oturdu. Elinde tespih, dudaklarında sigara, gözlerinde koca bir boşluk… Gözyaşları usulca süzülürken, içinden şu söz döküldü: “Lafzede yüreğim sırf sana yanar… Yaşlıdır gözlerim, bir seni arar. Sende sarmazsan kim beni sarar… Sarsada sen gibi sarmıyor mabed…” Ve o an anladı ki, dünyanın bütün güzellikleri, onun bir tebessümüne bile denk değil.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!