m.s.l
Bu kadarı fazlaydı;
Yaralı gözlerini gece sanıyordu.
Başında yıldız arayıp, rüzgarı dinliyor,
körlüğünü geçiştirmeye
omzunda yarasa taşıyordu.
Işığı yitirdiğinde
yarasına tükürüyordu yarasa.
bari yarasa
Bu kadarı da fazlaydı;
Okuduğu her kitabı sır sayıyor,
çiğneyip yutmadan anlamıyordu.
Yılan yumurtası kahvaltısı,
beslediği kedinin kuyruğu diş fırçası.
İşler iyi açıkçası
Bu kadarı olamazdı;
Her kilidi açan dili,
her mevsim rengi değişen saçları vardı.
Talmud`un sağırlar için yazılmışını
ezberinden okurdu.
Amid ilinde pire yetiştirdiği
piramidi vardı.
kapısı çok dardı
Bu kadarı da olamazdı;
Güldüğü zaman, güller kararır,
tüm mağara kapıları
örümceklerce ağlanırdı.
Kaf dağında kış uykusuna yatar,
semurga ayna tutardı.
Yılan soyundan geldiği
rivayet edilince `yalan` diyerek ağlardı.
Derisini yüzdürüp bir vakit,
mum/yalattığı, dilden dile dilleşiyordu.
dile şimdi ne dilersen
Bu kadarı da olacaktı:
Bir görevi olduğunu biliyor,
`S `harfini,`L `diye okuduğundan
kendini milyoner sanıyordu.
Dün, yaya gelmişti dünyaya,
-erdik masalın sonuna-
Yalnızca tek geçit biliyordu tılsımlı,
Gitse bir daha dönemeyecekti.
Kusey tangüler
Kusey TangülerKayıt Tarihi : 13.11.2006 22:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Keyifliydi ama...
Güzeldi de.
TÜM YORUMLAR (1)