“AKDENİZ İÇİN,BEN DE BİRKAÇ SATIR YAZDIM..”
21 Ağustos 2007 18:54
Metin AKDENİZ’in ilk kitabı “ÇARDAK ANILARIM VE ŞİİRLER“ adlı eseri yayınlanmadan önce o kitabının hazırlanması için bana gelmişti. Yoğun bir uğraştan sonra o kitabını hazırladık. Bilgisayar dizgisini yaptık. Ciltleyip, kitap haline getirdik. Daha sonra da basıldı. Böylece; Akdeniz’in ilk çocuğu doğdu. Kucağına verildi. Ve ardından bu ve bundan sonraki eserlerine adım atılmış oldu. Kutlar, tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. Azmin yenemeyeceği hiçbir güç ve zorluk yoktur. Metin Akdeniz devamındaki eserlerinde bunun canlı örneğidir. Delilidir.. xml:namespace prefix = o ns = 'urn:schemas-microsoft-com:office:office' />
Bir tarihte, bir sohbet anımızda kendisine bir soru yöneltmiştim.” Kendini anlatabilir misin? ” dediğimde, kendinden emin bir tavırla, “Ondan kolay ne var. Elbette anlatırım” demişti. Ben hafif tebessüm ederek; “Sözle değil ama, yazıyla anlatabilir misin? ” diye sorumu yineledim. O yine aynı emin tavırla “Anlatırım..” demişti. O gün kendisinden, anılarını yazmasını, kendisini anlatmasını istemiştim. Aradan birkaç gün geçti. Akde-niz’den bir ses, seda çıkmıyordu. Daha sonra çıkıp gelişinde, yüzüne şöyle bir baktım. “Ne haber! “ der, gibi. O anladı ne demek istediğimi. Boynunu büktü. Ardından ağır ağır bir ses temposuyla konuştu.“Yahu, ne zormuş insanın kendini anlatması… Beni tam üç gün uykusuz bıraktın. Her seferinde yazmaya oturdum, yarıda bıraktım. Aklıma bir şey gelmiyordu. Yazamıyordum. Ama sonunda başardım” dedi.
Evet; Akdeniz başarmıştı. O başarının sırrı da azminde yatıyordu. Belleğindeki birikimlerini kaleme alış üslubunda yatıyordu. Bunu gösterebilmesi biraz zaman aldı, biraz da zor oldu ama sonunda, içindeki cevheri ortaya koymayı başarmıştı.
Büyük diye saygı gösterip, fikirlerine önem verdiğimiz bazı kişiler Akdeniz’i yıkıcı eleştirileriyle, olumsuz etkilemeseydi, bu yetenek çok daha önceden ortaya çıkacaktı. Ama öylesi kişiler Akdeniz gibi nice Akdeniz-leri kırıcı eleştirilerle engelleyip her zaman başarılarına engel oluyorlar. Bu kötü alışkanlıklarından ah bir vazgeçebilseler.. Ya da bu yolla verdikleri zararların bir farkına varabilseler.. Akdeniz, yıllar önce böylesi saygın kişilerden birinin hışmına uğramış, elindeki kalemi kırıp atarak, yazmaktan vazgeçmişti. Bana durumu anlatınca çok üzüldüm. Bence de saygın bir kişi olan o büyüğümüz, belki de yaşamının en büyük hatasını yaptığının farkında değildi. Fakat, gerçek buydu. Ardından tam iki yıl aradan sonra Akdeniz, yine kalemi eline aldı. Yazmaya devam etti. Aylarca dil döküp, kimsenin etkisi altında kalmamasını söylemiş, yazmaya devam etmesini önermiş, rica etmiştim. Beni dinledi. İkna oldu. Tekrar yazmaya başladı. Ve bugün üç dört tane kitap olacak şekilde hazırlıkları var. Bir tanesi de bu elinizde tuttuğunuz kitap. Geliniz Akdeniz’in bize aralamış olduğu kapıdan içeriye birlikte bakıp, o gönül okyanusunda birlikte bir gezintiye çıkalım. Bakarsınız o dünyada bizlere de kucak açılmış bir köşe, bir gölge, bir sevgi kırıntısı bulabiliriz. Ne dersiniz? Haydi gönül okyanusuna dalmaya… Sevgilerimle.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta