M a r a ş Şiiri - Mustafa Zincirkiran

Ahırdağı nasıl heybetli durur
Heybetiyle her Maraşlıya gurur
Bağlarında nic’olmazı oldurur
Off’latır bağlarda yolu Maraş’ın

Arabayı derken arabiyy der
İlk değilse H getirir K’yı yer
Fakir ekmek, yokluk fhariyi yer
Dinlerken mest eder dili Maraş’ın.

Ökkeş emmi semer yapar katıra
Salman usta nakış işler bakıra
Edem Allah işini rast getire
Pek hünerli olur eli Maraş’ın.

Kışı sert olursa gelsin tez bahar
Hemen sıcak başlar olur az bahar
Garbi yeli serinletir yaz bahar
Poyrazı da biraz deli Maraş’ın.

Dağlardan bağlardan taşları söker
Önüne katarak yollara döker
Yokuşlu yollardan hızlıca akar
Tufanı andırır seli Maraş’ın.

Göz nuruyla işlemeler işlenir
Ya simle bezenir, ya gümüşlenir
İşlenirken neler neler düşlenir
Sırma, oya ve danteli Maraş’ın.

Yavşan ve Başkonuş dinlendirir
Alabalık ise Tekir’i ünlendirir
Barajları iklimi yönlendirir
Eski soğukları ölü Maraş’ın.

Ballı Mayam diye şerbeti satar
Firiğin kokusu burunda tüter
Güze doğru Bertiz üzümü yeter
Üzümü; aratmaz balı, Maraş’ın.

İstasyon var tren yolcu almadı
Seferler uymadı uçak dolmadı
Antep çekince otoban gelmedi
Büyükleri uyanmalı Maraş’ın.

Rıdvan hoca kurtuluşta fetvacı
Ali Sezai Efendi gönül ilacı
Şehitler gaziler hepsi baş tacı
Sütçü İmam da sembolü Maraş’ın.

Uzunoluk çınarlardan gölgedir
Madalya beratı asil belgedir
Hocaların sözü bir genelgedir
Çürük ve Hortum’u velî Maraş’ın.

Nelerin var senin daha Maraşlım
Dondurmana yetmez paha Maraşlım
Yeniler geliştir daha Maraşlım
Fuarda tezgahlar dolu Maraş’ın.

Adana kayseri çevre illerden
Görenler metheder düşmez dillerden
Maraş sevgisi gitmez gönüllerden
Varsın olsun bir Behlül’ü Maraş’ın.

11.07.2001