Hüznümü çıkardım bu sabah naftalin kokulu sandığımdan
Çünkü aşkım;
Hüznün bile daha güzel aşk sandıklarımdan
Ve gözlerin eylül eylül
İstanbul bile daha bir güzel
Daha bir sen
Sen giderken
Analar çocuklarını emziriyordu
Babalar metreslerini öpüyordu üçüncü sınıf otellerin günah kokulu odalarında
Pezevenkler hala avaz avaz plastik aşklar devşirmedeydi delikanlılardan
Ben ilmiğin ucunda, ilmik acılarımdan
Yürek işte
Sevecek ya hani
Bir çift göze bakıp dalmak
Islak bir yüreğe yaslanıpta ağlamak ister ya zaman zaman
Haylaz bi çocuk gibi kıpır kıpır
Sıgamaz kabına ve daracık bahçemde prometeus misali
Avuçlarımızla birlikte yüreğimizi de değdirdik kara toprağa
Doğurgan bir kadındı toprak
Bir tek aşkları yeşertmedi
Ve aşıkları
Her gece
Çizgiler saydım düşümde
Başımı dayayıp buğulu camlara,
Aşk devşirdim kayan yıldızlardan,
Bekledim..
Futursuzca hemde,
Yılmadan.
Camdan bakarken gördüğü çocuğa daldı gözleri
O misketlerini toplarken
Belli belirsiz,çocukluğunu yaşadı bi süre
Artık iyice eskimiş koltuğuna oturdu
Ve usulca yumdu gözlerini genç adam
Sessizliği bozan hiç bir şey yoktu
Camdan bakarken gördüğü çocuğa daldı gözleri
O misketlerini toplarken
Belli belirsiz,çocukluğunu yaşadı bi süre
Artık iyice eskimiş koltuğuna oturdu
Ve usulca yumdu gözlerini genç adam
Sessizliği bozan hiç bir şey yoktu
Dualarımla öldürdüm tanrıyı
Ve bir elma ağacı diktim bahçeme
Kutlu olsun
Artık ne gam, nede keder var yüreğime
Sade inceden bir sızı
Yenildiğimden gözlerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!