Bir bir zamanlar İstanbul’da
Gökkuşağı renkleriyle iç giydirilen
Hatırda kalan ilkbahar sabahına
Bırakılan derin, uzun nefesler
Asya’dan Avrupa’ya
Uyanmak istemiyorum şimdi
Lütfen
Zaferlerimizin beklenmedik gülümsemeler olduğu
Şu günlerde
Kulaklarımızda kırık bir tarağın dilinden dökülen
Umulmadık nağmeler
Mutlu olmayı üstüne bir de kalmayı söylüyor
Seviniyorum
Ölümü düşünüyorum
İyi, kötü, başlangıç, son
Hangisi?
Pişman olabilecek miyiz?
Bir gökkuşağına sarılmadığımıza hiç…
Utanıyorum telaşlarımdan
Uzun, derin nefeslerle
Duruyorum sonra
Hadi Öp beni sevgili
Arsızca
Kibarca sevişilmiyor değil mi baharda
Hoyratlığını sarıp koynuna
Tutulup çarparken mordan rüzgârlara
Güzeldir, aldırma
Aşığız biz fırtınaya
Durulacağız sonra nasılsa
Şehri ak kış vurduğunda
Sen, sıcak kahve elinde buğulanmış bir pencere kenarında
Okurken şehri İstanbul’u boğazından
Ben gökkuşağını dolayıp da göğsüne
Öpeceğim ensenden
Fısıldarken
Hadi öp beni
Lütfen durma
Uyan saati çalıyor şimdi
Lütfen!
Henüz dokunma…
.
.
.
.
17.09.2010
Yasemin SezerKayıt Tarihi : 17.9.2010 13:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Umulmadık nameler
sanki burada şair nameler derken nağmeleri kastetmiş gibi geldi bana..
şiire gelince ..med cezir sanki şiir..istanbulun ve mevsimlerin kayığında iniş çıkışlar
TÜM YORUMLAR (2)