“Lületaşından gerdanlığa gücüm yetmemiş,
sana Sapanca’dan bir sepet elma almışım.”
(Büyük Saat, Turgut Uyar, s.19)
Bu sözleri her okuduğumda daha bir hüzünlenirim.
Daha bir yalnız hissederim kendimi.
“Neden?” ile karşılaştığımda, verilecek yanıtın bir anlamı olmayacağı, daha doğrusu yanıt vermenin gerek olmadığı bir soru olduğunu düşünürüm.
Bu cümleyi duyduğunda duraksayan,
bir an düşünen ve bir yerlere, çok eski bir yerlere gittiği
dalgın bakışlarından anlaşılan kişi zaten bu soruyu sormaz.
Belki biraz sonra, uyanır gibi, o gittiği çok eskilerden, hafifçe gözleri buğulu, bakışını çevirerek hafif bir selamla geçiştiriverir, aklından geçenlerden bir an önce uzaklaşabilmek için.
Daha sonra, varsıl alınan çok değerli, çok büyük hediyeler, bu bir sepet elmanın değerini karşılayabilir mi?
Hep merak etmişimdir, elmanın hediye edildiği kişi ne demiştir Turgut Uyar’a, beklediği hediye yerine bu karşılaştığıyla.
Uyar gönülden bir teşekkür almış olsaydı, bu dizeleri yazar mıydı?
Yoksulluğun yoksunluğa neden olması ne kadar acıdır.
2018
Kayıt Tarihi : 29.11.2020 00:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!