Lübnan’lı Abbas,
Daha doğmadan önce yetim kalan,
Henüz on aylıkken,
Bir sıcak temmuzun 28’in de,
Kana kasabasında,
İsrail’in kahpe saldırısında,
Şehit olan yetim şehit ABBAS,
…….
Hz. Hüseyin’in, Hz.Hasan’ın,
İzindeki 278 çocuktan,
Sadece bir tanesi,
Yetim Şehit ABBAS.
…….
Lübnan’ın güllerini,
Paslı kılıcı ile dererken,
Şeytan İsrail,
Modern Avrupa,
Misyonerler, lejyonerler,
Kontlar, Dükler, kalleşler,
Hepsi seyirci,
Zevkle izliyorlar vahşeti,
İşte bir kez daha anmamak olur mu?
Şimdi Mehmet Akif’i,
“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”
Ve o tek dişiyle,
Yiyor o minicik bebeklerin etini,
Kadeh kadeh içiyor,
Katliamda akan o yüce şehit kanını,
İşte medeniyet bu,
İşte ilericilik,
……..
İlericilik Abbas’ları
Yetim düşürüp te, şehit etmekse,
Ben gericiyim,
Hemde 1400 sene önceki,
Hz. Muhammed' in yaşadığı,
600' lü senelerdeyim.
Kayıt Tarihi : 17.10.2006 15:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
278 şehit çocuk, 411 sakat çocuk, 218.000 sivil mülteci konumunda çocuk, 200 çocuğun ise ya annesi yada babası şehit. Lübnan da ki son durum...(16-10-2006 itibari ile bilinen kayıtlardan) not: bunu bir şiir olarak görmeyiniz sadece bir hatırlatma yazısı diyelim...
![Umut Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/10/17/lubnan-li-abbas.jpg)
Bu güzel şiire İlk yorumu yazmak ve Tam Puanı verme mutluluğunu yaşıyorum.
Sevgili kardeşim : Umut Yılmaz
Öncelikle Bayramınızı kutlar, size ve sevdiklerinize Sağlık Mutluluk Başarı ve bütün ömrünüzün bir bayram sevinci içinde geçmesi dileklerim ile birlikte sayfanıza geldim,sevgi ve saygılarımı getirdim; Lütfen kabul buyurunuz.
Şiirinize gelince :
Şiirinizi dikkatli bir şekilde inceledim, Tabi bu da şiiri bir kaç kez okumamı gerektirdi... Duygular mısralara ustalıkla taşınmış. ve şiirin bütünlüğüne olan hakimiyetinizi kutluyorum. Pek çok yorumumda belirttiğim bir husus vardı. Bu tip duygu ağırlığının kendini hissettirdiği şiirleri bekleyen bir tehlike var diye. O tehlike de şudur: Şiirin bazı mısraları aşırı duygu yüklenimi ile donanırken bazı mısralar duygu yoksunu hatta içi boş sıradan cümlelere dönüşür. Kafiye ve hece sayısını tutturmak uğruna bazan duygu fakiri mısralar şiirde yer alır. bazan da hiç gereği yokken zorunlu olarak şiirin akıcılığını bozan ekler istenmeden ilave edilir...
Şiiri yazanın bilgi birikimi ve tecrübesinin yanında; ayrıca doğuştan da gelen sezgi ve var olanı daha iyi bir şekilde ifade edebilme yeteği gerekir. Şiir hiçbir zaman şairi hükmü altına almamalıdır yoksa kendi kendini yazdıran bir şiir ortaya çıkar ki böyle bir şiirde bu yapısını şairin bütün çabasına rağmen gizleyemez. Şiirin ilk giriş mısraları şiirin tamamını okutacak şekilde davetkar olmalı, son kıtalar, özellikle final mısraları da kendini unutturmayacak bir donanım ve fonetiğe sahip olmalıdır.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda:
Şiir üzerindeki hakimiyetinizi ve şiire yön verişteki ustalığınızı kutluyorum... Sonuçta nefis bir şiir ortaya çıkmış. Beğenerek ve saygı duyarak okudum.
Tebrik eder başarınızın devamını dilerim. Bu güzel şiirinizi ve şiirdeki ustalığınızı Tekirdağ'dan gönderdiğim İlk Tam puan ile selamlıyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
TÜM YORUMLAR (4)