hey Lübnan güzeli!
bir takvimin üç yüz altmış beş yapraklı yoncası
altmışla çarpıp ellerimi
gözlerimi
ayaklarımı
yüreğimi
ve beynimi altmışla çarpıp
bağışlıyorum senin ufacık kucağına
tut hadi tut sıkıca
dağıt öteki çocuklara
utanması varsa o kalleş elin
o kara kinden
o acı ölümden yapılmış
ateşleme düğmesinden de adi
kenef kirinin
azıcık utanması varsa
gider kendisi için çalıştırır
sifonunu kenefin
hey! daha bir yaşına gelmeden
bin yılın en zorlu formülüyle kırılan boncuk!
uzat gözlerini ki Akdeniz doldurayım
tarla kuşlarının eş aramalarını
çobanaldatanların akşam şarkılarını doldurayım
kanatlarından yeğni olsun senin de sesin
bir evlâdın düğününden süzülüp
torun gülüşlerinin
hafiften terkilerine yerleşsin
hey! Kana giyotincisi
altmış kere kestin boynumu en çocuk yerinden
altmış kere en silâhsız
yılanla bile evcilik oynayan
altmış kere suçsuz
altmış kere
bir beyaz kumaşın altına sığınmış yerimden
hey! Kana güzeli!
sen de toprağın kara dallarında bir goncasın artık
üzülme
bilincimin annesinin kollarında
her gün yeniden güneşe tutulacaksın
Anadolu Emine'sinin etekleri gibi
her bayramda senin de ziller çalacak eteklerin
üzülme Kana güzeli üzülme
bir gün senin de güller açacak gülücüklerin.
31. 07. 2006 - Kocadağ.
Ali TekmilKayıt Tarihi : 13.2.2007 21:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Tekmil](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/13/lubnan-guzeli.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)