Konuşmadım,
bir harfin gölgesi bile incitmesin diye tenini.
Oysa içim,
gecenin ortasına düşmüş bir bardak gibi
sessizce çatlıyordu.
Duvarlar bomboş...
Unutmak değil niyetim,
ama her bakışımda
resmin bana daha uzak bir ülkeden bakıyordu.
Loza...
Adını ağzımda eriten bir küfür gibi sakladım.
Çünkü en çok
dilimin ucunda kalanlar kanatıyordu seni.
Bu sokaklar senin ayak izlerini
ezberledi bir kere.
Ben ise
her köşede "belki" diye büzülen
bir ceket yakasıyım artık.
Rüzgâr saçlarımı okşadığında
"Loza mıydı bu?" diye sormadan edemiyorum.
Sonra utanıyorum...
Çünkü özlemek bile
senin gidişini hatırlatıyor bana.
Geri dön demedim hiç.
Bilirim ki,
Gidenin ardından yalnızca şiirler dökülür dudaklardan.
Ama her gece
içimde bir çocuk adını sayıklıyor:
"Loza...
Loza...
Loza..."
Hatem Çetinkaya
Kayıt Tarihi : 24.4.2025 18:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!