Şimdi, karlar altında ya da
Sert bir ayaz bağrında değilsen de
Benim masum yaprağım,
ölüyorsun, solmaktasın..
Son demini yaşamaktasın.
Bilmem, hatırlar mısın?
Güneş açan son günüydü
yenilere gebe bir yılın,
üstündeki gelinliği çıkarmaya
yüz tuttuğu gündü Ankara'nın...
Rastladı sana gözlerim
çiğnenmiş karların arasında.
Yalnızdın, üşüyordun.
Ölmek üzereydin belki,
yine de gülümsüyordun..
Senden başka düşen de
yoktu sanki etrafında,
yalnızdın, üşüyordun
çiğnenmiş karların arasında...
Eğildim, tuttum seni
Bir zamanlar ağacına
Can havliyle tutunan elinden,
gözyaşındı kırağı damlaları,
sildim gözlerinden..
Öyle masum, öyle muhtaç
görünüyordun ki solarken..
En eski şiir kitabımın
sayfalarında ağırladım seni,
Kitapla beraber hediye olup,
Birine hatıra olup,
uzaklara gitmeden..
Kuruyup gitmek de olsa akîbetin,
sonu ölüm olmayacak bu şiirin,
hatta dolanacağız seninle
satırları arasında ebediyetin..
Solmaktayken bir masum yaprak,
bir şiirde can suyunu bulacak,
Bağlanamayacak belki yeniden
Sadakatle bekleyen ağacına,
Ama bu kez canını acıtan
kılıç gibi rüzgarlar da olmayacak,
Yahut bir kelebeğinkine
benzemeyecek ömrü,
Bu şiiri okuyan herkes
Senin hikayenle birlikte
Solan anılarını anımsayacak,
Ve anlayacak
birşeyleri yaşatmanın,
Eşi bulunmaz ehemmiyetini..
2 ocak, 2009
(*elfçe; 'yaprağa ithaf edilen' demektir)
Arda İnalKayıt Tarihi : 3.1.2009 01:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yaşanmış, küçük bir anekdottan esin alınarak yazıldı.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!