belki uzun zaman önceydi
yanmışlığım,incinmişliğim
ardısıra akıp giden
çatısız kışların altında
soluk benizli,dağınık taşlı
yolluk kıvamında
çekiciliğini hep korumuş
sınırsız gözyaşları arasında
zamana meydan okuyan
tarzım değil birisinin
ardından doyasıya ağlamak
hiç sevemedim zaten
bir bardak sudan ötesini
ıslatan bütün dereleri
tek resimlerim kaldı
çektirip,çektirip atamadığım
çok istedim ama
atabilmeyi bu kağıt parçalarını
çabalarım yetersiz
gün ışığı etkisiz kaldı
ateş ise yakmam diye
tutturdu,bu kağıt parçalarını
bir kaç kutu kağıt
parçasından ibaret
yaşanılan onca neşeli
zevkli dört başı mamur
gündüz düşlerimiz
nasıl olurda ikimiz birden
güpegündüz düş görürüz
uykularımız bölünmeden
bir kara kedi tarafından
kediler değil mi? zaten
aşkımıza inat aramızı bozan
kibrit çalan gönülsüzlüğümüze
ardına saklandığımız
şeffaf paravanı tırmalayıp
uygunsuzluğumuzu ortaya
döken,handikapımıza
Kayıt Tarihi : 8.12.2004 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!