Bilirim Zamanın bana yetmez..
Çocukça bir şey işte, beni düşündüğünü düşünmek...
Adı yok bazı acıların...
Dizlerim gibi acımıyor yüreğim, yoluna düştüğümden buyana.
Bilirim duymazsın beni...
Hiç bir ses benim ki kadar sedasız değildir sana.
Sıkışınca akreple yelkovan, zamanın kalmazsa anarsın,
Aynalarda gördüğün çehren kırışınca anlarsın,
Duyarsın sesimi derinden, vicdanın sızlayınca ağlarsın,
Ecel kervanına yük olunca cayır cayır yanarsın...
Hatırında kalanı yalan ile,
Zehirli üç harf gözlerinden kalbime, teninden bedenime...
Anlamsız günlerin karanlık güneşi şimdi...
Şavkıyan yıldızların zifiri oluşu ay...
Kainatlar yanıyor şulesinde bir gönlün...
İşte bir yalanın çırılçıplak gerçekliği; sen ve aynalar...
Bitince yabancı tenlerdeki inlemelerin, değince saçlarına elin,
Tiksinince senden diğer suretin, duyarsın sesini !
Aynalar derki; yeter artık yeter ! Giyin...
Uzak bir mevsimin mavimtırak çiçekleri, umut…
Zaman mefhumu yok, kayıp bütün mekânlar.
Asılı durur kelimeler yağlı urganlarda,
Kör olan sesler bir çığlık! Sedasız kulaklarda.
Bir Avrupa yakası yalanıydı;
Yıllarım senin vaatlerinde; anları gizlemendi...
Vakitsiz gitmenden, vakit ayırdıklarını görmemdi,
İki ay bir gün geçti; 17:47 saat...
Seviyorum dediğin anlar yayılınca başka gönüllere,
Bir ateş cehennemden hediye senin cennet bahçende.
Yasak elmanın tadı damağımda sürgününde dünyanın.
Avuçlarımda kalbim bin parça tutamıyorum.
Yalnızlığın avlusu bir kaç adım ötede
//Son şiir, son kıtalar... Mısraları nereye bilemiyorum...\
Değince göğsüme dilinin hançeri, şahadet sanıp gülümsedim...
Sedam göğüne değince, bahar deyip filizlendim yurdumuzun toprağında...
Mevsimleri unutup dörtten fazlaya bölünce; Ebed bir andır ve ben sakladım!
Mehtap senin gözlerinde deyip, ben kameri ağlattım...
Ayak sesinden ezberlediğim gidişlerin
Elveda bile diyemiyorlar.
Sesinden tanıyorum artık acıları
Ne garip beni bir tek onlar dinliyorlar.
Küçüklerine pembe rengini verdiler
Nefesinden tanıyorum artık yalanları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!