1985 Yılında Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde doğmuştur.
İlkokul, Ortaöğretim ve Lise'yi Şanlıurfa'nın Ceylanpınar İlçesinde okumuştur.
Şiire olan yatkınlığı ilkokul sıralarından gelmektedir.
Amatör şiirler yazarak ve şiire sevdalı bir yürekle, Zamanı, hayatı ipek böceğinin işlediği koza gibi kalemine dökerek yüreğinin sıkıntılarını kaleme dökerek rahatlamayı, ve insanların acıyı yalnız yaşamadığını göstermek, acıyıda hayatın koparılamaz bir parçası olduğunu düşünerek, insanların acılarını paylaşmayı ve aslında bütün acıların benzer yanlarının olduğunu düşünerek şiirlerini insanlara ulaştırma çabasına girmiştir.
Kendini ifade Ettiği Şiir:
Ben mi?
Yüreğimi kaleme verdiğim günden beri.
Her cümlem, bir yaban çiçeği gibi yalnızlığıma açar
Prangalı dilimden dökülmeyen her cümle
Yüreğimden çatlamış çorak toprağından
Kalemle kağıda damlar.
Kara yazgım değil
Yalnızlığın yıkılmış kalesidir yüreğim.
Rabbim!
Bu yüreğimden kopan kıyametler
''Davud'i seslenişler değil
Aczini bilmiş, bir meczubun dilenişidir.
Yorgunluğun geceye göz kırpışı sarsada hecelerimi
''Ben Adında Bilal gibi sinemde saklarım kızıl taşları''
Diyebilme telaşında tükenen ömrümde
Bir kalem ve kağıda yükleyen aciz bir kulum işte
Omuzumda yara açan günahların ağırlığını kaldıramayan
Kalemden medet uman günahkarım işte...
Eserleri
ŞİİR
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!