Gidesim var çok uzaklara niye durayım ki beni buralarda tutan bir şey mi var sanki sen yoksan
Öpesim var yine o aşk kokan dudaklarından kana kana ne olurdu sanki şimdi burada olsan
Zaten hep sonradan bulur beni o pişmanlıklar durur karşımda çekip vurur canımın tam ortasından
Daha ben anlamadan ne olup bittiğini ne ara gittiğini hesap sorar anılar hiç durmadan
Eğilir başım düşer gardım yığılır kalırım o an dört duvar üstüme çöker geceler hep kör zindan
Anılır adın geçer lafın salınır yokluğun karşımda vay anam bir görsen o ne heybet o ne endam
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla