Lina.
Sen mi geldin lina.
Biraz yaklaşta göreyim o ay yüzünü.
Hatrıma geldikçe gözlerime dolan ay yüzünü.
Yaklaş bana minik kız.
Gözlerime indi artık bu hasret perdeleri.
Eskisi kadar görmüyor geceleri
Kirpiklerime indirdim kar tanelerini.
Önce bir bir saçlarıma doldurdum.
Sonra şakaklarıma indi.
Ardından sakalıma karıştı hayatın geçen her zerresi
Yaşamak ile çok geç tanıştım.
Önce nefes almayı öğrendim geçen her yıl boyunca.
Ardından dudaklarıma dokundu kışın sert rüzgarları.
İç çekmelerim ile dolaştım her sokak başında.
Bazen kendi kendime bir deli divaneydim.
Bazende kurumuş bir yaprak gibi savruldum geçtim.
İnsanlarla tanıştım ardı sıra.
Her birinin ayak izi farklıydı bir başkasından.
Önce sever gibi oldum bu üç yıl boyunca.
fotoğraflar gördüm bir kumsal kıyısında
Önce gülen yüzler, ardı sıra sarılan insanlar, sonra bakışmalar, damatlar, gelinler, yaşlılar
Ve en önemlisi de ayrılıklar.
Ayrılıklar gördüm Lina ayrılıklar.
Fotoğraflara kavuşmalar biriktirip, ardından gelen ayrılıklar gördüm.
Ağızları kanayan insanlar, kulak tırmalayışlar, gördüm.
Bir kadın dikiliyordu önce.
Ve peşinden bir adam.
Durdular öylece Lina durdular.
Tek kelime dahi etmeden, sarılmadan, hayal etmeden durdular.
Önce kadın bir adım attı.
Ardından adam.
Sonra yaklaştı yaklaştı yaklaştı.
Ama ruhları bir o kadar uzaktı.
Cesaret etmedi ikiside
Susmayı tercih ettiler.
bir kelime değse bir dudağa
Ardından gelen gönül,
Bir kıvılcım olmak için yeterliydi
Ve peşini kovalayan hasret sözleri.
Sustu ikisi öylece ayakta.
Ve dağıldı iki gönül aniden tozla buz arasında.
Kavuşmadan ayrıldılar.
Ve bir susmanın koynunda öylece kalakaldılar.
Özlem ile tanıştım Lina.
Annesini bekleyen evlatlarla tanıştım.
Evladını özleyen anneler.
Eşleri gurbete kadınlar,
Ağzı karnında tarlada çalışan emektar kadınlar.
Bir çocuk geçti önümden.
Son sürat ölüme koşar gibi yalın ayakla.
Gözleri denizi görememiş,
Ama denizi içine almıştı çoktan.
Güneş dost olmuş,
Saçlarına ışıkları toplamıştı.
Toprak bulaşmıştı tırnaklarına.
Eleri çokça sevmişti karayı.
Son sürat ölüme koştu.
Koştu koştu koştu ve asla hayatı yakalayamadı kolarından.
Burnunda bir ana kokusu,
sırtında eksik bir baba
Ve hayal kitabı hiç yazılmamış bir hayat.
Çok çocuk vardı böyle hayatın başında eksik doğan.
Sarılığa yakalanmış bedenler, eksik kolar ve bacaklar.
Çiçekli yüzler gördüm Lina
Çiçekli yüzler.
Pencere önünde bekleyen genç kızlar,
Elerinde hayal örgüleri dolaşan ihtiyar kadınlar.
Oğuları memur yakasına bulaşmış,
Biriktirmeler dolaşan kadınlar.
Yılarca kırık pencerelerden gözleri uzakları izler bu kadınlar.
Doktor parçaları, avukat yırtıkları, mühendis bozukları, öğretmen paçavraları Lina.
Hepsine kızgındır bu kadınlar.
En çokta oğularına.
Aynalar gördüm lina
Ekşi yüzler biriktirmişler.
Kırık hayaler,
Tamamlanmamış güzelikler.
Adam olamayışlar.
Çokça yüz gördüm .
Hayat ile hemhal olmuş geçen yüzyıl boyunca.
Saçları dökülmüş,
Dişleri eksik,
Omzlarında yük taşıyan yüzler.
Elerinde kırık bir sopa,
Ayakları kaldırmayı terk etmiş bedenler.
Elleri damarlı ve kansız poçiniler.
Sırtı bir büklüm olmuş, sesi tiz gibi incecik ruhlar
Yürüdüler , yürüdüler yürüdüler.
Bir kaplumbağa gibi yavaş idi adımlar.
Ardlarında pişmanlıklar ,
pişmanlıkla beraber beklemeler beklemeler beklemeler.
Sırtlarını döndüler dünyaya.
Toz toprak oldu masmavi gözler.
Unutulup gitmeler kardı ardından.
Bir isim yazıldı bir taşa Lina
Küçücük bir isim.
İsmin Üzerinde koskocaman yalandan sevgi sözleri.
İki damla yaş düştü toprağa.
Başlara takıldı karalar.
Birikti kalabalıklar.
Birikti birikti birikti ve doldular baş ucunda.
Takım elbiseli adamlar,
Yalanları saklamaya çalışan gözlüklü insanlar.
Yakalarına takılan gülümser yüzlü bir çerçeve.
Ve hepsi aniden dağıldar.
Tek başına kaldı ihtiyar.
Birde o baş ucundaki parasız isim. Kaldı
Bir ev buldum Lina.
Kapısında çürüyen gelecek.
Damından aşağı akan geçmiş.
Pencere önünde yeşermeyen sözlerimiz.
Bacasından sürekli tüten öfkemiz.
Etrafında boğazımızdan yakalayan tel örgüleri.
Geçtim köşesine öylece.
Yılar yılı bekledim nedensizce.
Baharı görmeden yaz,
Yazı görmeden kış etim.
Payıma düştü hindiba sözleri
Sert soğukları tenimde gezdirdim.
Gözlerimden aşağı aktı düşüncelerim.
Göz pınarlarım dondu.
Bir türlü ağlayamadım.
Ağlayamadım Lina ağlayamadım.
Kirpiklerime değdi kar taneleri.
Erimesinler diye kıpırdamadım.
Sana bu sevda sözlerini bir türlü anlatamadım.
Öyle bir adamım işte öyle bir adam.
Şimdi beni anla ve dinle.
Anla beni Lina Anla.
Seni çok sevdiğimi anla.
Selçuk Arslan
Kayıt Tarihi : 24.6.2024 19:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!