Limon Çiçeğinin Nazı
gün senin günün naz’lım
gören bilen düşünen yüreğimle
seni damlatacağım
mürekkebin gözyaşını içen kalemimden
sarı sayfalara yazarım aslında her şeyi
limon çiçeklerinin kokusunda uyuşan
parmaklarımdaki, tan vaktidir artık
doğar yeni bir gün daha kirpiklerimden
rüzgar böler iç çeken erguvan düşlerimi
sahnededir bigünah yağmurlar
sonrasında, karıştırırım gökkuşağını fırçamla
bulutların tuhaf ve anlamsız bakışlarında
aynı sevdayı örerim senin için aynı yumaktan
nazlansa da zeytin dalı ilmeğin
kaybolurum, geniş zamanlara sarkan yalnızlığında
çözülür gözyaşımın bağı, kanallarından
köz düşünce naz’lımın gönlüne
ağır yüklü bir gemi olur uykularım
yırtınırcasına bağırırım sarktığım ummana
dalgaları giyinmeye hazır, telaştadır martılar
tarihe kök salmış yaşamın
uçurumlarından toplarım gelinciklerini
onarılamayan sözcüklerin dar boğazından
dökülür muhabbetin koyu hali
kendini gündüze hazırlayan şafak
su misali akmak ister geleceğine
portakalların nöbet tuttuğu bu şehirde
kilitlenir bizans, sandığında her neyi varsa
leyli bir bakış eritirdi içimin buzunu
yüzüm kızarır, yürek atışta
incir çekirdeğiyle dizilen ismindi
uzak iklimlerin leylaksız haziranlarında
tozu alınır ahşap kokulu anların
aydın bey’im gezdirir yanağında nazlu’sunu
kırk ikindi buluşmalarında
taşınır gül dalından sevdiğine
yine yakılır şenlik ateşi beş eylül’de
çekilir içinin fotoğrafları tüm şiirlerde
bir bitişte başlar doğuşun gizi
sarar tüm gönülleri nazlı elinde
Vildan Poyraz Coşkun
11.07.2012
Kayıt Tarihi : 14.7.2019 23:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!