cebindeki bronz bileziğe çarpan yağmurun bulutlar ardındaki gri çelimsizliğini gördü.uykunun denizinde katreleşen düşleri ve kıta sahanlığında izbelik arayan umudun, revnak yıldızlardan uzak nasıl da soğuduğunu.ayaklarını göğümden sarkıtan ay’ın tanrısı sin,gider susuzluğunu bronz levhada halka halka büyüyen,suya düşen ilk cemrede.
kız çocuğu yüzümde oku:
hangi dalın közüydü
neydi iskender’in aradığı pers kumaşı eteğimde
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
hoş şeyler ama anlamakta zorlanıyorum şairim seni buda bilgi dağarcığımın kıtlığından büyük olasılıkla yoksa sen çağimızın saphosumusun tarihin derinliklerine dalıp tekrar tekrar okumalıyım seni bi hazine var burda bulacağım kararlıyım sevgili sema
KomaGene Krallığının en asil tarafından .. bazı şiirlerde gelir aklıma nedense.. Koma Gene.. Koma jına Krallığı.. Kadın Toplumu krallığı..( bu da benim armağanım olsun tahrif olmuş tarihe..) Şiirin taraçalarından akıp gelmiş, akıtılıp getirilmiş gibi şiir.. Bunu da bir kadın savaşçı yapmış.. Hey gidi hey..( ne diyorum yaw )
Şiraz şarabını taşımış,
testilerin kırıklarından yapılmıştı mezar taşı...
Hayyam kızıl bir nefes bıraktı,
rüzgarda saçları savrulan kızın ensesine...
salvador dali resim yerine şiire ağırlık verseydi....
hayli felsefi geldi. belkide biraz gribim ondan.kalemine sağlık.
Tamam, doğru.
Teşekkür ederim Emrah.
Ek:
Şey kelimesi, (bir, ben ve sen kelimeleri ve benzerleri için de geçerlidir) ne zaman hata sayılır biliyor musunuz?
Az önceki mesajımdan örnek vereyim:
''Biraz önce bir makale okudum'' demişim.
''Biraz önce bir şey okudum'' deseydim, makale kelimesini bilmediğim, hatırlayamadığım için, işte bu doğru olurdu.
İsmini hatırlamadığım bir meşhur zat (Hatırlayan varsa bize de hatırlatsın lütfen)
''Eski yazıda büyük harf mi vardı? '' dedi ve büyük harf kullanmamaya başladı. Ardından bu bir çılgınlık halini aldı. Zaten çok zor işti büyük harflerin ne zaman, nerede kullanılacağını bilmek, yerinde kullanmak. Attılar gitti...
Ama hiçbir şey bitmedi!
Bu tartışma var. Daha biraz önce bu konuda bir makale okudum. Kendince tutarlı gerekçeleri de yok değildi. Zaman zaman ben de kendime ''Büyük harf gerçekten gerekli midir? '' sorusunu sormuyor değilim.
Velâkin...
Nerede büyük harfleri kaldıralım diyen bir yazı gördüysem, o aynı yazıda sayamayacağım kadar başka imlâ hataları da gördüm.
Tembelliğin lüzumu yok diyerek kapadım defteri.
Sonra eleştirdiğmiz bazi isimler sayfalarımıza gelip 'şey' kelimeleri saymaya başladılar. Hani, okullarda okuduklarından bu kelimenin fazla, yersiz kullanımının kusur olduğunu öğrenmişlerdi ya...
Onlar için de oturup bir dörtlük yazdım:
Ben diyor, sen diyor, ten diyor her şey
Tin denen olsa da bende ve sende
Şeylere şey dedi neyse o bir Şey:
Ben benim, sen de sen, istemesen de!
Ben, sen, bir, şey...
Bir şey yerli yerinde kullanılmışsa onu kullanmaktan kaçınmaktır acz. (İşbu cümlede de olduğu gibi)
Büyük İskenderin küçük harfle yazılması büyük hata.
ölürsek
şu yaz başında okuduğumuz şiirdeki kuş gibi
ölmeliyiz
çünkü su
her nefese bir cıvıltı..
her ilkyaz bir ölümsüzlük sendromu
@..
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta