LİLA,
Kaldırım taşları arasına sıkışmış minik bir yağmur taneciği;
Birazdan güneş doğacak bilmiyorsun,
Bilmiyorsun varlığının en fazla hoşnut kılacağı şeyin;
Bir çiçeğin yapraklarında damar damar büyüyen yeşerişler olduğunu...
Heyhat;
Hangi iklimde huzur bulacak dersin ruhun?
Mevsimlerin sırtı dönük LİLA,
Gökkuşağını bavuluna koyup meçhule giden kötü adamları;
Ve gözlerimi zifiri karanlıklara mecbur eden ayrılıkları bilmiyorsun! ..
LİLA,
Sayılı nefeslerin buğusunda gülüşüne ömür biçilmiş bir dağ kelebeği;
Birazdan gece uyanacak bilmiyorsun,
Bilmiyorsun mevcudiyetinin saklı kalmış yanlarının;
Bir yürekte pare pare ateşlere serilip delice kavrulduğunu.
Ahh;
Hangi mutlulukta susacak dersin umudun?
Gidişlerin boynu bükük LİLA,
Dönüşlerin intihar yüklü bakışlardan döküldüğünü;
Ve hayallerimin bir bir takvim yapraklarından söküldüğünü bilmiyorsun! ..
~ 12.01.2015 ~
Uğur YanıkKayıt Tarihi : 12.1.2015 21:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!