Bir aydınlığa uyandım, bir gece vaktiydi,
Boğazım düğümlenmiş, vücudum da terliydi,
Bir his vardı ki, bir şey olacağı belliydi,
Bir duygu vardı, sanki Talut'un takatiydi.
Günler gece oldu, gece ecele yakındı,
Bir şey olmuyor, sürüklüyor beni akıntı.
İçime sığamayan, delice bir sıkıntı,
Biliyorum ya bir şey var, yada bir takıntı.
Şimdi biliyorum, bir aydınlığa uyandım,
Hakikat için, zulüm kapısına dayandım.
Düştüm, kalktım, tükendim vede soldum sarardım,
Yinede öl dersen ölür, yan dersen yanardım.
Ey milyarların hem ümit, hem umut ışığı!
Sen ki Hak'tan yana, Hak dostu, Hak'kın aşığı,
Değdirme zalim çorbasına, mazlum kaşığı,
Vur de! Vurayım toprağa şu yamuk kazığı.
Hak için yaşar ve Hak için ölürüz biz,
Sen öğrettin, zalim defterini dürürüz biz,
Hak için yanmayan mumları, söndürürüz biz,
Adilce dönmeyen dünyayı, döndürürüz biz.
Şimdi yemin olsun ki, bu yolda öleceğim,
Kanatlarım kırılana kadar gideceğim,
Nehirin, ırmakların tersine yüzeceğim,
Ben o kutlu günleri, inşallah göreceğim.
Davut YILMAZ (Affan)
Kayıt Tarihi : 19.2.2019 15:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!