Gökyüzü, gözyaşımla dolu bu şehirde
Yağmur taneleri birikir,
Yüreğim de seller akıtır bu kentte.
Ruhum gömülü, kalbim infaz edilmiş bu şehirde,
Kaybolan bir ben, bir de sen kaldın içimde...
Kalbimin en derin makberine geldim.
Kaybolduğum karanlıkta seni aramaya geldim.
Gözyaşı damlalarından hediyeler getirdim,
Diktiğim güllere serpip,
Yazdığım mektupları bir daha okumaya geldim.
Cennet yüzlüm, çimen gözlüm,
Şehrine geldim, sana geldim sevdiğim...
Yine biçareyim, özlemin düğümlenir içimde.
Hoş bir sedan konsun yürek pencereme,
Tüm camları açayım sonuna kadar.
Sensizlik rüzgârı estiğinde,
Şimalin göğsüme değsin Cebeci’de.
Aşığına cennet kokarmış her çiçek,
Alışamadım, bu ömür sensiz nasıl geçecek...
İrem bağlarının en güzel fidelerini
Ektim kabrinin bahçesine.
Duam ile gözyaşı döktüm filizlerine...
Güzel görünen her şey seninledir,
Cennetin rengi senin ismindir.
Ladinler, serviler, tüm akasyalarda,
Hüma kuşlarının ötüşü senin sesindir...
Alın yazısı, “Ölenle ölünmez” dediler,
“Giden gitti, dönmez geri” dediler.
Ateş düştüğü yeri yaktı, bilmediler;
Bir defa değil ki, bin defa öldüm.
Belki yüz bin defa...
Ben her gün, her saat öldüm.
Yattığın toprağı özledim,
Sesini, gülüşünü, gönlünü özledim.
Sen gittin, ben her gün öldüm...
Her gün öldüm.
Vatanım kalbindi, vatansız kaldım.
Gezdim diyar diyar, yurtsuz kaldım.
Hasretimde gurbet, yüreğimde gurbet,
Yokluğunda gurbet, acında gurbet...
Anladım ki aşk ateşmiş; yandıkça yandım.
Yetmedi, köz oldum; harlandıkça harlandım.
Kalpte sevgiyle daha da alevlenir ateş,
Gözyaşı için için aksa da sönmezmiş ateş.
Yanmışım... Güneş değse tenime, yakmaz.
Yanmışım... Kar yağsa üzerime, soğutmaz.
Şehrin her yanı ışık, ben karanlık kuyuda Yusuf.
Ne ahu, ne narı cemilin, ne de Züleyha isterim.
Zülfiyara değmesin toprak, kıskanırım;
Nerede gül kokusu gelse, zülfünden sanırım..
Kayıt Tarihi : 16.1.2025 21:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!