Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri - Fuzuli

Fuzuli
77

ŞİİR


883

TAKİPÇİ

Leylâ Vü Mecnûn 401-500

Müşkil işe düşmişem meded kıl
Mey hırziyle belâmı red kıl

Hall eyleye gör bu müşkilâtı
Kemm etme kulundan iltifâtı

Bir gün ki mey-i Süheyl-te’sîr
Vermişdi mizâc-ı pâke tağyîr

Hem-reng-i bahâr olup hazânum
Dönmişdi akîke za‘ferânum

Cem‘ idi yanumda ittifâkî
Sâz ü meze vü şarâb ü sâkî

Peyveste lebâleb ü peyâpey
Nûş eyler idüm kadeh kadeh mey

Zevk üzre mey artururdı zevküm
Şevk üzre ziyâd olurdı şevküm

Ol bezm idi âfiyet bahârı
Men bülbül-i zâr ü bî-karârı

Bir hadde erişdi neş’e-i câm
Kim kalmadı ehl-i bezme ârâm

Esrâr-ı dil oldı âşikârâ
Mesdûd oluben der-i müdârâ

Olmışdı refîk u hem-zebânum
Ayîne-i tûti-i revânum

Bir niçe zarîf-i hıtta-i Rûm
Rûmî ki dedük kaziyye ma‘lûm

Ya‘nî ki kamu dekâyık ehli
Her mes’elede hakâyık ehli

Hem ilm feninde nükte-dânlar
Hem söz revişinde dür-feşânlar

Kim eyler idi dekâyık-i râz
Şeyhîden ü Ahmedîden âğâz

Kim söyler idi öğüp kelâmı
Evsâf-ı Halîlî vü Nizâmî

Bilmişler idi ki hüsn-i güftâr
Kadrüm kaderince mende hem var

Çün var idi mestlikde lâfum
Kim anlana sıdkum ü hilâfum

Men hasteni etdiler nişâne
Bir reng ile tîr-i imtihâna

Lutf ile dediler ey sühan-senc
Fâş eyle cihâna bir nihân genc

Leylî Mecnûn Acemde çohdur
Etrâkde ol fesâne yohdur

Takrîre getür bu dâstânı
Kıl tâze bu eski bûstânı

Bildüm bu kaziyye imtihândur
Zîrâ ki bu bir belâ-yı cândur

Sevdâsı dırâz ü bahrı kûtâh
Mazmûnı figân ü nâle vü âh

Bir bezm-i musîbet ü belâdur
Kim evveli gam sonı fenâdur

Ne bâdesine neşâtdan reng
Ne nağmesine ferahdan âheng

İdrâke verür hayâli âzâr
Efkârı eder melâli efgâr

Olsaydı teveccühi münâsib
Tevcîhine çoh olurdı râğıb

Olsaydı tasarrufında râhat
Çoh kâmil ana kılurdı rağbet

Bi’llâh ki ne hoş demiş Nizâmî
Bu bâbda hatm edüp kelâmı

Esbâb-ı sühan neşât u nâzest
Z’in her dü sühan behâne-sâzest

Meydân-ı sühan ferâh bâyed
Tâ tab‘ süvariî nümâyed

Der-germî-i rîk u sahtî-i kûh
Tâ çend sühan reved be-enbûh

Bir iş ki kılur şikâyet üstâd
Şâgirde olur rücûı bî-dâd

Gerçi bilürem bu bir sitemdür
Teklîfi munun gam üzre gamdur

Ammâ niçe etmek olur ikrâh
Bir vâkıadur ki düşdi nâgâh

Yeğdür yine özrden şürûum
Bu işde tevekküle rücûum

Ey tâb‘-ı latîf ü akl-ı vâlâ
İdrâk-i bülend ü nutk-ı gûyâ

Düşdi seferüm diyâr-ı derde
Kimdür mana yâr bu seferde

Her kimde ki vardur istitâat
Derd ü gam ü mihnete kanâat

Oldur bu müsâferetde yârum
Zevk ehline yohdur i‘tibârum

Merkeb gerek olsa azm-i râha
Besdür bize hâme vü siyâhe

V’er tûşe-i râh olursa matlûb
Mazmûn-ı hoş u ibâret-i hûb

Azm eyleyelüm teallül etmen
Menzil keselüm tegâfül etmen

Ey baht vefâsuz olma sen hem
Hem-râhlığ et bizümle bir dem

Bu saâdetlü Beg hazretlerinün medhidür

Ey hâme-i ser-keş ü sebük-hîz
Vakt oldı ki olasen güher-rîz

Men âcizem ü bu emr müşkil
İmdâd demidür olma gâfil

Âsâr-ı mürüvvet eyle izhâr
Tez depren eğer mürüvvetün var

Sen kıl hüneri men eyleyem ad
Sen çek elemi men olayum şâd

Çün nahl-i hadîka-i hünersen
Miftâh-ı hizâne-i gühersen

Cehd eyle çıhar cevâhir-i pâk
Fikr etme ki yohdur ehl-i idrâk

Deme ki bulup kesâdı bâzâr
Bulmaz bu metâımuz hırîdâr

Yetmez mi sana emîr-i kâmil
Serdâr-ı zemâne Veys-i âdil

Ol bahr-i atâ vü kân-ı eltâf
Kim şânına geldi adl ü insâf

Serdâr-ı muazzam ü mükerrem
Cânâne-i mülk ü cân-ı âlem

Zâtında anun hemîşe mevcûd
Adl ü edeb ü şecâat ü cûd

Adlinden eğer terâne-i çeng
Fâş eylese bezmde bir âheng

Yel şem‘e dahî taarruz etmez
Pervâneye şem‘ zulmi yetmez

Hüsn-i edeb ile eyle mu‘tâd
Kim nûrı yanında kılsalar yâd

Ol söz dilemez ki ola tekrâr
Tâ yetmeye sâyesine âzâr

Üslûb-ı şecâat içre mâhir
Hurşîd-sıfat cihânda zâhir

Hem hâs anı söylemekde hem âm
Hem Rûm dolu adı ile hem Şâm

Ger cûdına kimse olsa tâlib
Mümkin ola kahrı lutfa gâlib

Ya‘ni mana öğredüp sahâvet
Bir hâceti istemek ne hâcet

Olmış ana hâne-i emâret
Bu dört binâ ile imâret

Ey dûst-nevâz ü düşmen-endâz
Şâhin-reviş ü bülend-pervâz

Düzdüm sana turfe âşiyâne
Ya‘ni ebedî neşât-hâne

Ma‘mûr edübem binâ-yi âlî
Cennet sıfatı İrem misâli

Tâ rûz-i ebed munı makâm et
Bî-dağdağa işret-i müdâm et

Bi’llâh ki değül yaman eser bu
Ger ad ise müddeâ yeter bu

Men kim sana olmışam senâ-hân
Sultan Veyis’e niçük ki Selmân

Budur garazum ki câvidânî
Adun duta arsa-i cihânı

Tâ bâkî ola bu sebz gülşen
Hem men olam ehl-i zikr hem sen

Bu tuğrâ-yı misâl-i mahabbetdür ve Dîbâce-i dîvân-ı mihnetdür

Dihkân-ı hadîka-i hikâyet
Sarrâf-ı cevâhir-i rivâyet

Ma‘nî çemenine gül tikende
Söz riştesine güher çekende

Kılmış bu revişde nükte-dânlığ
Gül-rîzliğ ü güher-feşânlığ

Kim hayl-i Arabda bir cevân-merd
Cem‘iyyet-i izz ü câh ile ferd

Müstecmi‘-i cümle-i fezâil
Bulmışdı riyâset-i kabâil

Emrine Arab mutî‘ ü münkâd
Geh Basra makâmı gâh Bağdâd

Bir buk‘ada olmayup karârı
Gezmekde geçerdi rüzgârı

Her lahza ururdı ol yegâne
Ser-çeşmelere siyâh hâne

Seyr eyler idi sürüp tena‘‘um
Gözler üzere misâl-i merdüm

Evzâ‘-ı hıyâm-ı müşg-fâmı
Halka şeb-i Kadr tek girâmî

Her menzile kim güzâr ederdi
Sahrânı benefşe-zâr ederdi

Gül-zârlar içre lâle çağı
Benzerdi evine lâle dâğı

Emvâli cemî‘-i cinsden çoh
Ammâ bu cihânda vârisi yoh

Ger kılsa anı telef havâdis
Yoh bir halefi ki ola vâris

Ferzendsüz âdemî telefdür
Bâkî eden âdemi halefdür

Nesl ile olur bekâ-yı insân
Nazm-ı beşer ü nizâm-ı devrân

Cân cevherine bedeldür evlâd
Evlâd koyan koyar hemîn âd

Hoş ol ki halefden ola hoş-dil
Dünyâda bir oğlı ola kâbil

Pîrâyesi ola dest-gâha
Sermâyesi ola izz ü câha

Ah er ola bir sefîh ü ser-keş
Etvârı kerîh ü hulkı nâ-hoş

Teşnî‘ ohına olup nişâne
Bîzâr ola andan ata ane

El kıssa ol efdal-i kabâil
Ol pîr-i hamîdetü’l-hasâil

Ferzende olup hemîşe tâlib
Tahsîl-i bekâ-yı nesle râgıb

Çoh mâh-likâ sanemler aldı
Çoh turfe zemîne tohm saldı

Çoh nezrler etdi her mezâra
Çoh kıldı niyâz Kirdgâra

Te’sîr kılup figân ü âhı
Avn etdi inâyet-i İlâhî

Bir gece açıldı bâb-ı rahmet
Buldı eser-i duâ icâbet

Fuzuli
Kayıt Tarihi : 11.10.2016 17:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fuzuli