Yaşıyorum varla yok arası,
hayatım Kömür Karası,
demezler mi Bir de alın yazısı
Canım çıktı duyan olmadı.
sundular yoktan İki seçenek,
Sen benim sularsam çürür,
susuz kurur diye endişelendiğim çiçeğimsin.
Sen benim ağlarsam akıp
gitmesinden korktuğum gözümdeki yaşsın.
Sen penceremden içeri giren evimi aydınlatan içimi ısıtan güneşim,
Geceleri gökyüzüne bakıp dua etmek
Günlerim geçiyor sensiz, büyüyorum.
Sensiz savaşıyorum, ağlamaya utanıyorum.
Bile isteye ateşlere atıyorum kendimi.
Gülüyor bana geceler,yıldızlar, mavi ay.
Nasil bir sancı bu içten içe yakan
Yalnızlık kol geziyor etrafında,
saf hayallerim bana düşmancasına.
Bıraksa gülümseme olacak dudaklarımda,
düşman bir kere girdi hayatıma.
Gel gelelim gece olmus, ay tüm ihtişamı ile doğmuş.
yıldizlar her zamanki yerinde saf tutmuş.
poyrazdan ıIimlı bir esinti yükselmiş, meltemsi
kıvamda.
çiğ düşmÜş günün kirli yüzüne, kurak toprağa.
baykuş uğursuzluğunu göstermekte elektirik telinde,
kalbime onca dert onca insan kahrı sığdırdım
toprağın bile kaldıramayacağı yükü,
hammal gibi sırtladım omuzlarıma.
gel gelelim,
beni dünyasına sığdıran olmadı.
Ben bir Kaldırım Çiçeği,
üstüne basılan,görmezden gelinen Unutulan. kimsenin bakmaya koklamaya tenezzül etmediği, en sert taşların kayaların arasından sıyrılıp
dik durmayı Başaran savaşan bir Kaldırım Çiçeği.
çöl sıcaklığına kışın ayazına rağmen, hep Baharda hep çiçektedir.
yetimliği de bilir, üvey evlatlığı da.
Ardı ardına dizili vagonlar,İçinde sevda yükü taşırlar.
Her istasyonda vardır bir yar,
Sol yanında ki gurbeti, Kalem ile yazamadığım,
Kelimelerle anlatamadığım.
Sana olan bu özlemi,Türkü ile yaşayıp şiir ile dayandım.
Günlerim senin yokluğunla geçiyor.
Sebepsizce sevdiğim tutulduğum adam.
Darbede neymiş, en ufak zerre kalmadı bedenimde sevginle yerle bir olmayan.
Saçlarım sana uzadı ,gözlerim sana ışıldadı,
ellerim senle ısındı, kalbim sana çarptı.
Mesafeler böyle anlamlı olmamıştı hiç,
hiç gurbet yaşamamıştım, bir yâr yolu gözlememiştim.
Şimdi dudaklarında saçmalamak vardı,
düşmemek için kollarında güçlenmek,
yolları şaşırıp hep sana sana gelmek
seni çok seviyorum demek vardı.
türkü okumak vardı şimdi Yanık Yanık her dilden ince telden ,
Ahmet Arif'ten Nazım ve Sebahattin Ali'den
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!