Behey! kaburgalarında ateş bir yürek yerine
idare lambası yanan adam!
Behey armut satar gibi
san'atı okkayla satan san'atkar!
Ettiğin kâr
kalmayacak yanına!
Devamını Oku
idare lambası yanan adam!
Behey armut satar gibi
san'atı okkayla satan san'atkar!
Ettiğin kâr
kalmayacak yanına!
YÜZÜME GÜLENLER
Sızlayan yaranın dermanı yokmuş.
Uzattığım ellerim boşlukta kaldı.
Kranlıklar aydınlığa çıkar diyorken,
Loş ışıklar bile siyaha boyandı.
Yüzüme gülenler canım diyorken,
Aslında canın çıksın diyorlardı.
Dili tatlı olanı dost sanıyorken,
Üstümüze basarak gidiyorlardı.
LEYLA GÜLEÇÖZ
DERDİMİ SEVİYORUM
Allah sabır diyor…
Rabbim ister de ben etmez miyim?
”Kulum bu senin imtihanın,
Sabredersin de mükafatını vermez miyim?”
Mevlam verdiğin her çile başım üstüne!
Öptüm, başıma koydum,
Kabulüm, layık gördüklerine.
Varsın kırılan horlanan olayım.
Değil mi ki, sonrasında rızan var!
İsterse dağ başında unutulayım.
Bilirim ki bu dünyanın sonu var.
Sabrı ömrüme bereket biliyorum.
Değil mi ki, derdi Rabbim veriyor,
Ben derdimi de seviyorum.
LEYLA GÜLEÇÖZ
KAPILAR
Kapılar var ardında mutluluklar yaşanır.
Kapılar var zehir zemberek hayatlara kapanır.
Kimi aç uyur da kimselere sezdirmez.
Kapılar ah kapılar, sırlarınız bilinmez.
Kimi güler, kimi gülermiş gibi yapar.
Hüzünlere perde olan kapılar.
Kimi boyası solmuş, kimi paslı kapılar,
Kimisi de ihtişamla ışıldar.
Kapılar ah kapılar, kimbilir,
Hangi hayatlara perde olurlar.
LEYLA GÜLEÇÖZ
KAPILAR
Kapılar var ardında mutluluklar yaşanır.
Kapılar var zehir zemberek hayatlara kapanır.
Kimi aç uyur da kimselere sezdirmez.
Kapılar ah kapılar, sırlarınız bilinmez.
Kimi güler, kimi gülermiş gibi yapar.
Hüzünlere perde olan kapılar.
Kimi boyası solmuş, kimi paslı kapılar,
Kimisi de ihtişamla ışıldar.
Kapılar ah kapılar, kimbilir,
Hangi hayatlara perde olurlar.
LEYLA GÜLEÇÖZ
KAPILAR
Kapılar var ardında mutluluklar yaşanır.
Kapılar var zehir zemberek hayatlara kapanır.
Kimi aç uyur da kimselere sezdirmez.
Kapılar ah kapılar, sırlarınız bilinmez.
Kimi güler, kimi gülermiş gibi yapar.
Hüzünlere perde olan kapılar.
Kimi boyası solmuş, kimi paslı kapılar,
Kimisi de ihtişamla ışıldar.
Kapılar ah kapılar, kimbilir,
Hangi hayatlara perde olurlar.
LEYLA GÜLEÇÖZ
GÜVERCİN?
Ben Sultan Ahmet’te yaşayan bir güvercinim.
Yemlerimi eller veriyor, rızkımı Allah.
Su deseniz,İstanbul lebi derya.
Hiçbir sıkıntım yok elhamdülillah.
Sabah ezan sesleri inletirken semayı,
Doksandokuz ismiyle Rab’bimi zikrederim.
Çok severim, enginlerde uçmayı,
Yüce Rab’be gönülden şükrederim.
İnsanlar düşünsün ekmek peşinde koşmayı,
Ben bir simit parçasıyla yetinirim.
Ya yuvan neresi diye sorsanız,
Elhamdülillah, bütün ağaçlar benim.
LEYLA GÜLEÇÖZ
ÖLÜM! ÖTELERDEN HABER VERİYOR
Ölüm! ötelerden haber veriyor.
Ey nefsim, neden ibret almazsın?
Günahların dağlar gibi sırtında,
Nasıl olur da, Allah’tan utanmazsın?
Huzura durma vakti geldiği zaman,
Ey nefsim, bahanelerin faydası yoktur.
Tevbe için geç artık, boştur ağlaman
Zaman ve mekan çoktan yok olmuştur.
LEYLA GÜLEÇÖZ
DÖNERSİN
Seherde bülbüle gül getirirsen,
Bülbülün sevdiği güle dönersin.
Sen Rab’bini zikre devam edersen,
Mevlanın sevdiği kula dönersin.
Girmem deme bir gün kabir açılır,
Topraktan gelmişiz geri dönersin.
Sen Rab’bine sadık kul olur isen,
Rab’bin ile sırdaş hale dönersin.
Yapraklar dökülür sonbahar gelir,
Otları kurumuş kışa dönersin.
Sırrını söyleme insan oğluna,
Eşekten düşmüş bir hale dönersin.
LEYLA GÜLEÇÖZ
NE İSTANBUL BENİ ÖZLEYECEK, NE DE BEN İSTANBUL’U?
Bir gün çekip gideceğim buralardan,
Ne İstanbul beni özleyecek, ne de ben İstanbul’u
Ne vapura yetişmeye çalışan insanlar,
Ne de Yeni Cami önünde yemlenen kuşlar,
Hiç biri gelip geçmeyecek gözlerimden.
LEYLA GÜLEÇÖZ
ALLAH HÜZÜNLÜ KALBİ SEVER
Allah bizi sevdiği için midir hüzünlü yaşamamız?
Eğer öyleyse, varsın kapanmasın yaramız.
Rab’be layık kul değilsek eğer,
Neye yarar mutlulukla yaşamamız?
LEYLA GÜLECÖZ