Ferdim zor karşısında, zordum hasımlarıma
Sığmadım hiç bir zaman, namerdin avucuna
Bunca kudret, bunca güç, böyle bir nam dan sonra
Nasıl oldu da beni, yerle bir ettin Leyla
Ben ki bu beldeler de, nam-ı diğer meliktim
Dar olurdu dünyası, sözüme söz edenin.
Ben ki beş, on, bin yetmez, bir orduya bedeldim
Nasıl oldu da beni, tahtımdan ettin Leyla
Beynimde hayalin var, yüreğimde yangının
Nasıl bir zehirdi bu, bedenime saldığın
Sana vuslatım ile, hasret biter sandığım
Hasret hala yakmakta, nedir hikmeti Leyla
Gözünde yok keramet, sözünde yok hikmetin
Meğer sen sevda değil, yalnızca suretmişsin
Bir değil bin Leyla’ nın, Halik' iymiş o ' Kerim
Çekil önümden Leyla, Mevla ya gidiyorum
Artık sözün nafile, durma yolumdan çekil
O ki bir Leyla sıyla, eyledi beni rezil
'Böyle gücün önünde, secde etmem gerekir'
Çekil önümden Leyla, Mevla ya gidiyorum
Kayıt Tarihi : 29.6.2015 21:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
NOT: Kuraldır, sudan uzak kalanın suya arzusu artar ve onun karşısında ki aczi de ortaya çıkar. İçilen bir bardak suyun sonunda ise hiç kimse şükür mercii’ ni şaşırmaz. Şükür ne çeşmeyedir ne suyadır ne de tasa, şükür Hakkadır. Bu durumun, aşkta da böyle olduğunu söyler Tasavvuf, ama biz Mecnun adayları yine de şaşırırız. Bizi güzelliği ile cezp eden ve içimizi hiç tatmadığımız güzel duygularla dolduran Leyla ya Teşekkür eder ve övgüler yağdırırız. Oysa Tasavvuf 'Leyla bir Resim, Mevla ise Ressamı dır, der ve asıl övgülerin ve aşkın Merciinin Hakk olduğunu söyler. Evet, şiir benim, fikir Tasavvuf'un, seçimse sizin...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!