Bir kapı gösterdin arkası sahra,
Geçsem ötesinde üşürüm Leyla.
Ay vursa yüzüme düşmüyor ziya,
Kalırsam yanında ışırım Leylâ.
Mihri sanır Mâh'da ışık kendini,
Sende bulur nice maşuk kendini,
Kaybeder kendinde, âşık kendini,
Azap çöllerinde teşhirim Leylâ.
Zülfünü kement et, bağla göğsüne,
Ses etmem uyurum olmam aksine.
Öldür, ellerinle götür koy sin'e,
Yükle vebalini taşırım Leylâ.
Senin bilmediğin bendeki gerçek,
Bir Mecnun büyüttün öldü ölecek,
Azat etme yüreğine resti çek,
Düşürdün dillere meşhurum Leylâ.
Kayıt Tarihi : 7.11.2016 04:11:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kapı gösterdin arkası sahra,
...
Şiirin ilk dizesi harika, resmen beni oku diyor. Bu kalemden çok güzel şiirler okuyacağımıza eminim.
Ses etmem uyurum olmam aksine.
Mısrası üzerinde biraz daha çalışmak gerekirdi.
Mesela
Ömür coşkun nehir akmaz tersine... Gibi bir dize ollsa nasıl olurdu diye düşündüm.
Azat etme yüreğine resti çek,... Mısrası 6+5 i, 4+7 ye taşımış.
Dize :
Bu hasret kalbimi böldü bölecek...Gibi olsa diye düşündüm.
Güzeller güzeli şiirdi. İlk kez bir yorum yazmama vesile oldu. O da bu şiire kısmet oldu. Bu şiire yorum yazanlardan başlayıp Antolojiyi bir dolaşayım. dolaşayım belki böyle güzel bir şiir bulursam yorum yazarım.
Tebriklerim sayfanda kalsın sevgili şair. Çok daha güzel şiirlere imza atacak bu kaleme gönülden selamlar.
Seçici kurula ve şairine teşekkürler.
Saygılar...
Sevenin yamacında olmayınca hal nicedir. Fena. Hem de çok fena
Çok samimi birliktelik/gitme çağrısı şiirin dizelerinden dökülmekte.
Günün şiirini ve şairini kutlarım.
Saygılarımla
Şairimizi ve şiirini kutluyorum...
Nicelerine inşallah...
Seçici kurulu tebrik ediyorum...
Söze ‘eskiden’ diye başlasam denilecek ki, hep eskilerden bahisle konu açılıyor. Evet doğrudur. Lâkin aynı anlayış bizim ilk gençlik yıllarımızda da düşünülür, söylenirdi. Hatta kendi aramızda hocalarımızı taklit ederdik.
Ellerimizin baş parmaklarını ceket yakalarımızın altından sokarak veya yeleğin ceplerine parmaklarımızı takarak:
“Ben şuradayken …”
“Eskiden …”
“Eee!.. Ne demişler?..”
“Büyüklerimiz derlerdi ki!..”
Bunlar ve buna benzer nice giriş cümlesiyle bizler de eskileri taklit eder, kısmen hafife alır, güya dalga geçmek için bahane üretirdik.
Çağrışım efendim, çağrışım işte…
Bir kelime neler çağrıştırıyor insana.
…
“Leylâ” başlıklı şiirle “Gece ve Gündüz” başlığının ne alâkası var?
Elbette var.
İşte eskiden diye başlamamın sebebi tam da bu işte.
“Leyl, leylî, Leylâ” bunlar hep aynı kökten türemiş kelimeler.
Eskiden yatılı okullarda “LEYLÎ ve NİHARΔ okuyan talebeler vardı. Özellikle eski öğretmen okullarında (köy enstitüleri), sonrasında ilköğretmen ve öğretmen okullarında.
“Leyl” gece demek. Yani gece de yatıya kalan.
“Leylî” yatılı öğrenci demekti.
…
Leylâ, gece yüzlü değil.
Aşkına sahip çıkmayan değil. Ama öyle bir baba, öyle bir aile var ki, geceden de kara… Leyla’yı da karalara büründürmeye yetecek kadar kapkara…
Leyla’yı göstermedikleri için Mecnun (Kays) çöllere vurur kendini. Gecesi gündüzü birbirine karışır. Her gördüğü nesne, her gördüğü canlı onun için Leyla’dır artık.
Gerçek Leylâ’dan İlahî hüviyete bürünen Leylâ’ya…
…
Gösterilen kapı, gecesi gündüzü belli olmayan çöller. Gündüzleri kavuran, geceleri donduran çöller.
Serinletmeye Leyla gerek, ısıtmaya da Leylâ…
…
Gerçekten öyle midir?
Mahda, mehtapta ışık kendini güneş mi sanıyor? Zifirî karanlıkta yıldız olabilir, belki ay…
Ancak, Mecnun’un karanlığında Leyla, Mah’tır, Mihr’dir.
Leylâ ile Mecnun klasik edebiyatımızın ve hatta günümüz edebiyatının değişmez mazmunudur. Emsalsiz bir misaldir.
Adeta aşkın zirvesidir.
…
Leyla’nın vebaline, var ise günahına, suçuna çoktan razıdır Mecnun. Her şeyine dünden razıdır. Belki rıza göstermeyenler Allah’ın gazabından kurtulamayacaklardır.
Yani gelecekse ölüm, leylâ’dan gelsin. Çoktan razıyım diyen bir Mecnun ve aşkı var yaşanan.
…
Yüzyıllarca yaşayan aşk…
Yüzyıllarca yanarak kavrulan, kavruldukça savrulan aşk.
Yüzyıllarca cefa ile eza ile gam ve keder ile olgunlaşan ve nihayetinde ilahîleşen aşk…
…
Leylâ’nın ailesinin zifirî geceye dönüştürdüğü ve dünya gözüyle görülüp yaşanamayan aşk bir yanda;
Gündüzü geceye dönen, gören gözleri bile gördüğü Leylâ’yı tanımayan, gönül gözüyle görmeyi başarmış İlahî aşk bir yanda…
…
Allah’a kavuşmak varken…
*
Oldukça anlamlı, gayet güzel işlenmiş, “GÜNÜN ŞİİRİ” olmayı fazlasıyla hak eden bir şiir.
Değerli Yener Sezgi kardeşimi gönülden kutluyorum.
Seçici Kurul’a da ayrıca ve hasseten teşekkür ediyorum.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
14 Mart 2018
Hikmet Çiftçi
TÜM YORUMLAR (13)