Hiç bulut yoktu ortalıkta birden peydah oldular
Serinlikle birlikte içime bir korku düştü
Dedim, menzile ulaşacaksan geç kalma acele tut
Sonra sellerle kapaklanırsın yere yüzüstü
Hani hasat sonrası tarlalardan topladıkları başakları
Yuvalarına nasıl kımıl kımıl taşırlarsa karıncalar
Ben de senin sevgini taşıdım yüreğimin doruklarında
Damıtılmış bir ömür boyu leyl ü nehar
Vakit gurûp vaktidir rüzgârsa hoyrat esiyor
Bir vâha görünmüyor ıhtı ıhacak deven
Yıldızlara bakıp bakıp ahkâm kesiyor
Kendi dikenleriyle taçlanan yorgun keven
Sor şu yol kenarındaki meyvesiz karaağaçlara
Kaç yolcu geçmiştir bu yollardan senden önce
Şu çeşme, şu ören, şu düşek tanıklık etsin
Aşk nedir, edeb'i erkânı nice
Alazsız, dumansız bir yangının ortasındayım
Sesim daha içimdeyken kavrulup dökülüyor
Yakınından geçseler bütün kuşlar kül olur
Yanan binam kerpiç kerpiç sökülüyor
Seni sevdiğimi yine gururla haykırıyorum işte
Gemi azıya alarak kişneyip kaçan ufuklara
Alnınızdaki beyazlık, ayaklarınızdaki seki benim sevgimdir
Benim sevgilimdir yeni besteler yapan sonsuzluklara
B. KARAKOÇ (Leyl ü Nehar Aşk- TDV. YAY.)
Bahaettin KarakoçKayıt Tarihi : 21.3.2005 22:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ama
işten anlayanlar da bir şey yazmamiş ki
haddim olmayarak
böyle bir şiir okumaktan bahtiyarım
Sanki, okundukça demlenen çay
Gibi olmuş; Leyl ü Nehar Aşk...
Yıldızlar uzaklığa, yalnızlığa gemlenen ay,
Neden hep Onbeş, neden hep bahar Aşk.
Haddim olmayarak, anlayışınıza, hoş görünüze sığınarak Çam sakızımı sunarım.
TÜM YORUMLAR (3)