El açmanın, yalvarmanın, dilemenin ve duacı olmanın tüm hazzıyla, tek olan ve eşşiz yaratıcının merhametine sığınarak kalemime süt emziriyorum bu leyli gecede... Salatu selamlarla alemlere merhamet intisab eden, resul diye inleyen Mekke fakirlerinin dualarına ortak olarak; tertemiz bir beyaz sayfadan sesleniyor sözcüklerim... Yemenli Veyse, Erzurumlu İbrahim Hakkıya, Somuncu Babaya, Eyüp Sultana, Bayraklı Babaya elçilik teklifinde bulunarak başlıyor merhamet dileklerim... Ellerinde çaputlarıyla dilek dileyen yurdum insanının niyeti kadar saf ve temiz bir silsile ile ama batıldan uzak bir ibadetle sesleniyorum. Süphan olanın aşkına, resul olanın aşkına, Eba Bekir, Ömer, Osman, Allah ın aslanı Ali nin aşkına yazıyorum...
Şahit tutup leyli mektuba; muhabbetin sır sarhoşluğundan Bişr-i Hafi riyasetiyle yazıyorum... Sarı Saltuğa, Dursun Fakıha, Şeyh Edabali den Osman Gaziye, Üftade den Mahmud Hüdayi ye, Hacı Bayram-ı Veli den fetihler sulatanı Akşemseddin hazretlerine, daha el vermiş nice erenlerin duası üzre koca bir milletin dualarıyla yazıyorum...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta