Leyl'im 12 (sır ) Şiiri - Murat Bekir Al ...

Murat Bekir Alpars
96

ŞİİR


28

TAKİPÇİ

Leyl'im 12 (sır )

Leyl’im...

Zamanın diğer tarafındayım artık...

Azat edilmiş bir ruh gibi
berzahın diğer kıyısından;
fezaya haykırarak sesleniyorum...

"Leyl'im..."

Çünkü geçmişin tüm kehanetleri,
benim gözbebeklerimde kırıldı.
Artık,
ne Ninova kaldı,
ne Farsın şairleri,
ne de Delphi’nin suskun bilginleri...
Her biri senin suretinde,
sessizliğe kefen biçti birer birer.
ve hepsi son şiirlerini
birer birer yazıp gittiler...

Zamanın diğer tarafındayım artık...

Ben ki,
berzahın içinde bir uykuya dalmışken
yıldızların çığlıklarıyla uyandırıldım yeniden,
yeryüzünde seni bulamadığım için
yaktığım ağıtlara
kıyamamış olmalılardı...

Taşların susmuşluğunda senin adını duydum,
yeryüzünde kurban edilmiş her şairin kanında
belkide sadece sen vardın,
Leyl’im çünkü bir tek onlar
izah edebilmiş olmalılardı seni,
bir de taşlar...

Belki de bütün filologlar yalancıydı,
çünkü senin ismini bilmemeleri mümkün değilken
hiçbirinin dilinde rastlamadım adına...

Senin gözlerin
gezegenlerin sırtında ilk gölgeydi,
aydınlığı doğuran ilk karanlık...
Senin can bulduğun yer
kimsenin bilmediği
iblisin bile bulamadığı bir bölgeydi...

Bir Babil efsanesi gibi düştün içime,
dillerin karıştığı o büyük anaforda
ben sadece bir kelimeyi koruyordum:
Leyl.
Tufanlar geldi geçti üstümden
ama o kelime mermer bir sütun gibi gömülüydü içime
sırrını sadece sana açan bir dikili taş gibi...

Ve bil ki,
ben senin için
hiçliğe bin anlam yükledim.
Çünkü aşk,
yalnızca şairlerin terk ettiği bir tapınakta
bir yankıdan ibaretti.
Ve o yankı senin sesindi:
Leyl...
Ve ben,
bir çağ daha eskidim
bir çağa daha yenildim
senin sesinin içinde...

Uzaklardaki o kadının haykırışını duyuyorum
yine bir yerlerden;

"Yine geç kaldın"

Bin yıllık bir yorgunluk devrildi üstüme,
zamanın bile susmayı seçtiği
o seslenişte;
bir veda,
bir doğuş,
bir lanet
ve bir kehanet gizliydi sanki…

Her geç kalışım bir asra daha uzanıyor
benim değişen her kimliğim
bir celladın ellerinde kanıyordu...

Leyl’im,
ben artık çağlar arasında
yankılanan bir ses değil,
kendini tarihin dehlizlerine gömmüş
bir yalnızlık metaforuyum şimdi.
Ve senin hasretin
benim sularımda bir girdabın
ortasında derinleşen anafor şimdi...

Nemrut’un yüzünde senin gülüşünü aradım,
adını verdiği dağların soğuk taşlarında sesini...
Senin sıcağına susamış gibiydi Nemrut dağları.
Ama sen orada da yoktun.
Ve ben bir kez daha
sonsuzluğa gömülmüş
bir şairdim artık.

Siduri,
bana parmaklarının dokunduğu şarabı değil
senin yokluğunu sunup;

"Bir kadını değil,
bir gecenin ta kendisini seviyorsun,"
diye söyleniyordu bana...

Ve ben susmadım.
Çünkü bilmiyordu.
Çünkü Leyl,
sen bir geceden daha fazlasıydın:
aşkın ontolojik karşılığıydın ama o bunu bilmiyordu.

Ben seni
yoklukla örülmüş bir mabedin ortasında,
meleklerden arta kalan son dua gibi
bir haykırışla bekledim.

Her yıldız kayarken gökten,
bir ihtimal daha eksiliyordu içimde,
ve her yıldızın kuyruğu
senin ismini yazar gibi bölüyordu geceyi.

Zemheri ayazında
senin soluğunu duymak için
bin yıl nefesimi tuttum.
İçimdeki her nefes
senin yokluğuna ithaf edilmiş bir ah’tı.

Ben,
bütün takvimleri senin yokluğunla mühürledim,
ve her geçen gün
kendi içime gömdüğüm bir çağ oldu.
Gözlerim,
Kays'ın çöllerine dikilerek
senin ismini aradı her kum tanesinde.

Leyl’im,
senin yokluğunla konuşmayı öğrendim,
susmayı,
beklemeyi,
ve zamana ad koymayı öğrendim.
Her şey sende sustu,
ve her şey bende yeniden konuştu.

Sen,
bir sözün en ağır haliydin.
Bir kelimenin kendini inkârı,
bir hecenin isyana dönüşmesiydin.
Artık ne çağlar kalıyordu geriye,
ne de dualar kabul ediliyor senden gayrı.
Ben bir boşluğun yankısıyım şimdi.
Göğe yükselen ama geri dönemeyen
bir duanın gölgesiyim şimdi.

Ve bir gün,
tüm çağlar yıkıldığında,
tüm şairler sustuğunda,
tüm kitaplar küllendiğinde bile,
harabe bir sarayın duvarında
adını yazdığım harfler kalacak:

Ve o harabelerde biri yürüdüğünde,
adını yeniden okuyacak:
Leyl'im...

Ben seni bulamamış olsam da
sen olduğun yerde hoş kal,
hoşçakal...

Benim geleceğim günü,
gömleğine yüz süreceğim
ve hemen oracıkta öleceğim
o günü
bekleyerek kal....

Murat Bekir Alpars
Kayıt Tarihi : 13.6.2025 21:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!