Sen ki bir leydiydin. Antik çağlardan gelmiştin.
Hikayen yazılmış, neslin tükenmişti.
Şairler, mutluluğun salyasına kalem batırır yazardi siirlerini. Soyun sopun ilkin sonu, sessizliğin karıncanın su içişiydi.
Yedi iklimin yağmuru, uzun çayırların yalnızlığı, çimenlerin kokusuydun. Mağara duvarına düşen siluetin paha biçilmez bir resmin imgesiydi.
Bir ahunun ürpertisi, bir düşün yeşil rengiydin. Noktadan önceki virgül, yaramaz bir ünlem, sıralı bir cümleydin. Damaktaki mey, narın çekirdeği ve fesleğenin tohumuydun.
sen ki bir leydiydin ve barışın lordları kapının eşiğindeydi.
Penceredeki yedi gül idin. Onücuncu havari, kirlangic kuyruklu beyaz pelerinli bir periydin.
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta