Masmavi göklerin derinliklerindedir hazinem,
Kutsalım; el değmemiş saklı cennetim
Arar durur seni ta ki güneş kaçana dek
Ey yâr yok mu senden bir işaret, ses...
Gecenin simsiyah karanlığında dalıp dalıp geçer gönlüm
Ruhum, iradem susar elbet dinler seni
Sessizliğin yaksa da, kavursa da benliğimi
Kanatlarım kırılsa, karanlığa teslim etse de beni
Gönül yorulsa da kırılsa da yok edemez içimde ki seni
Cennet cehennem kurulsa yeryüzünde, toplansa mahşer;
Geceyle gündüzün dansıdır bu
Kardeş ile kalleşliğin kol kola gezdiği cihandır bu
Masumiyetin en kutsalı aşkın ruhunu kirleten haindir bu
Gündüzün geceye feda ettiği son göz yaşıdır bu
Mayıs'ın Kasım'a ihanetidir bu
Bırak olmuyorsa artık beklemekten
Yoruldu ruhun kendinle cenk etmekten
Dökülen kan bıktı akıp gitmekten
Kış baharı hasretle beklemekten
Hani her geceden sonra doğardı güneş
Beklemek gelmez olanı hep beklemek
Sevmek sevilmediğin halde hep sevmek
Düşünmek, aklına bile gelmezken hep düşünmek
Hayallerinde yaşatmak, sana yer vermese de
Hayallerinde hep yaşatmak
Bir tebessüm de kaybetmek seni
Tam bulduğun da huzurun eşiğini
Masumluğun zerrecikleri gibi
Sakladığın bakışlarında ki o gamzeyi
Bir ses bir tını çepecevre sarar etrafını
Dalıp gitmek, yokluğun içinde bulmak seni
Tutmak ellerinden esareti kabul edercesine
Bakışlarının attığı ok saplansa da ruhuma
Delip geçse de yansa da kül etse de
Ey Karahan sakın yandım deme
Ümitsizliğin başladığı yerde doğar güneş misali
Rab bakar kul diler de zaman aralamak kalır geriye
Gönül darlandıkça ruh huysuz olur azap eder kendine
Beklemek zor değil de sabra eğer vurmak mesele
Geçmiş geleceğin gelecek geçmişin olmuşsa önünde engel
Açılsa da gökyüzünden rahmet kapıları
Doldursa topraklarını bereket tohumları
Taşsa pınarlar gam keder ne varsa sürse
Azap dolu günlerin içinde gülümse
Her çektiğin ah pişmanlığının gölgesinde ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!