Ölüm kokuyor gözlerin,
Sense durmuş, hâlâ acı acı bana bakıyorsun.
Dudaklarından dökülen şeyler, yegâne bir yok oluşu hatırlatıyor.
Zira konuşmalarından da çok bir şey anlaşılmıyor.
Hâlbuki seni ilk görüşümden bu yana,
Sadece kulaklarımız da bir yaşam serzenişi vukû buluyordu.
İşlerin bu denli ciddileşeceğini, ipsiz, sapsız bir adam bile bilemezdi.
Gideceğini bir kor akşamın da fısıldasaydın kulaklarıma, geç kalmazdık sanırsam.
Yoldada kalsak, en azından durmuş,
ve ölüme koşar adımlarla sürünmemiş olurduk.
bi' anlasan, bu yokuş yolun sonu bir refaha erdirmiyor.
Gırtlağımıza yaslanan keskin uçlu bıçaklar,
bize tazeden bir mezar kazmıyor.
En körpe, en eski oyuklara gömecekler bizi.
bi' anlasan, bu uçurumun sonu, bize elmasla süslü kanatlar bahşetmiyor.
Sanırsam şuan kirli, bolca da lekeli bir aynada ki yansımaya anlatıyorum bunları.
Ne hacet? Ne cürretkârca bir hareket.
O zaten biliyor, gözlerinden okunuyor.
Sen bana ölümü değil, bir var oluşun hikayesini anlat diyorum, ama tek bir dil, iki şey anlatamaz, biliyorum.
Kayıt Tarihi : 19.5.2025 16:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin tüm telif hakları yazarı Melike Üstün'e aittir. İzinsiz kullanılamaz.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!