Leblebici şakir
O nostalcik günlerde
Yanık melul sesiyle
Leblebi unu satarken
Kaldırımlara yuvarlandı eleği
Düştü sırtından yeleği
Ne kaldıran oldu onu yerden
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Olmamış düşenin dostu. Sevgiler
Darda kalanın eşisin
Yetim yoksulun aşısın
Doğan erenler başısın
Carımıza yetiş Hızır
Gelir ise bir bozatlı
Kayan yıldızdan suratlı
Nur yüzlüdür ak sakallı
Carımıza yetiş Hızır
Çok günah işledim senin katında
Eriş Şâh-ı Merdan sen imdad eyle
Kul daralmayınca Hızır yetişmez
Yetiş Hızır Nebî sen imdat eyle
Zulmet deryasına nur edip gelen
Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir
Garibim, mazlumun halinden bilen
Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir.
Bütün canlara yetesin
Nazlım elinden tutasın
Dertlere derman katasın
Yetiş ya! Boz atlı Hızır
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta