Sezişin kuvvetli bilirim seni,
Leb demeden leblebiyi anlarsın.
Yaralıyım deyip de öldürme beni,
Ben ölürsem Sezini’yi yanlarsın...
Ayrılma diyorsun aşkın ardından,
Uyku girmez gece yarin derdinden,
Selam mı var yoksa canan yurdundan,
Esen yelden ne kokular dinlersin...
Pay çıkarmaz mıyım dostun derdinden,
Bu yüzden ayrıldım il’im, yurdumdan,
Hep koşturdum gonca gülün ardından,
Az sözümden sen çoğunu anlarsın.
Yüz çevirmem mah cemalden, güzelden,
Kertme yaptım zaten levh-i ezelden.
Bir cevap yazayım sana tez elden,
Belki Zeki gibi beni tanlarsın...
Bir bilirdim yedi imiş kapısı,
Hangi maddedendir acep yapısı,
Bir de mevcut değil mi ki hepisi,
Herşeyi söylersem beni Çanlarsın...
Deş bakalım körelenmiş közümü,
İyi baksan seyrederdin özümü,
Türkçe yazar Türkçe derim sözümü,
Kuşmuyum ki beni Süleymanlarsın..
Gülün özündeki şerbet aramam,
Haddimi bilirim fazla varamam.
Mutluluğun adresi ne soramam,
Hüzün durağında niye sonlarsın...
Arslan zannedirdim, korkuyor musun?
Pir kelimesinden ürküyor musun,
Yoldan şarampole sarkıyor musun,
İNCE anlatmazsam nasıl anlarsın???
6,6.2000 Kayseri
Sabit İnceKayıt Tarihi : 2.7.2000 17:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!