Aldığımız nefesi hak etmek bu olsa gerekti
Hayatın sebep-sonuç ilişkisine bakışımız farklıydı
Kötülüklerle yapılan savaş sebep
İyilik adına azraille tanışmak sonuç
Günahlarımız bile değmeliydi cehenneme
Ya da cehennem bile kıskanmalıydı yangınımızı
Renk cümbüşü olmalıydı gözlerimizden bakıldığı zaman hayat
Hani dikeni büyük olmayan gülü de sevmemeliydik
Yok yok, basit yaşanmamalıydı
Basit olsak olmazdı
Takım elbiseli gezmelerimiz vardı
Acılarımızın ve hüzünlerimizin üstüne
En güzel siyah takım elbise yakışıyordu
Ve ağırlığımız illaki olmalıydı
Toplumun sosyolojik yapısına
Psikolojik baskı yapılmalıydı
Birde belimizdeki bir şeyle cebimizdeki gülün görülmemesi gerekiyordu
Onlarda malum en iyi cekette saklanıyordu
Takım elbise muhakkak giyilmeliydi
Giymesek olmazdı
Tespih çekmeli susuşlarımız vardı
Kocaman dövmeli, küpeli zibidilere
Cevaben bir aksesuardı kendisi
Çaydaki kaşık şıkırtısı, sigarada çakmak çakırtısı
Bu hüzün orkestrası tespih çatırtısıyla tamamlanmalıydı
Hani bide ellerimiz yarin ellerine yakışmadı ya
Ellerimizi bir şeyler avutmalıydı
Birde ya sabırlar, birde bismillahlar
Kaç tane çekildi sayılmalıydı
Yani tesbih mecburen çekilmeliydi
Çekmesek olmazdı
Kirli sakallarımız vardı ve aslında kirli değildi
İstedik ki yarin dudaklarının değmediği yanaklarımıza
Karalar sürelim
Zaten genetiksel olarak çoğumuz esmerdik
Yüzümüzü çirkinleştiriyordu sakallarımız
O çirkinlik feleğe sosyal bir mesajdı
Kirli sakal muhakkak bırakılmalıydı
Dedim ya bırakmasak olmazdı
Garibanlık vardı ruhumuzda
En sevdiğimiz yemekti
Sokak çocuklarıyla bölüştüğümüz ekmek
Sevilmediğimizden birçok kez terk edildik
Yalnızlık desen en büyük simgesi garibanlığın
O da bizde en fazla bulunan eksiklikti
Boyun bükmek yakışıyordu birazda
İşte biz istemesekte, ruhumuz garibandı
Zaten olmasa olmazdı
Kavgalarımız vardı, taşlı sopalı
Bir taraf emparyalizme vurduğunu sanıyordu
Öbür taraf vatan hainlerine
Ama yaralar hep benim ülkemin gençlerine kalıyordu
Artık ülkemin gençleri yaralanmasın diye
Ve birileri rant peşinde
Yetim gözyaşı, işçi alın teri gibi kutsal sıvılarla besleniyordu
Bu adi mi adi vampirlerle kavga yapılmalıydı
Kavga insanlığın gereğiydi
Yapmasak olmazdı
Şiirlerimizi bir yerlere yazmamız lazımdı
Sevdalar çekiyorduk ve sayfalar şahit olsun istedik
Ne sevdalar ama nasılda yanıyorduk
Bu sevdalara sebep olan o gözlerindeki
Hüzün kelimesini şiirlerimizde usanmadan kullanıyorduk
Takım elbiseyle yaptığımız kavgaları
Birde kirli sakalın tesbihle oluşturduğu ambiyansı
Entellektüel bir dille, birinin anlatması lazımdı
Onun için şiir yazdık
Yani mecburduk şiir yazmaya
İnan, yazmazsak olmazdı………
Eylül 2008- ANKARA
Cihat ÇevikKayıt Tarihi : 21.9.2008 23:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cihat Çevik](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/09/21/lazim-oldular-yazdik.jpg)
şiir yazmaya mecburduk yada mecbur bırakıldık. Şairiz veya değiliz ama elimize kalem alıpta şiire aktığımızda bu sıfatın maliki olduk kayıtısız. Yazmasak olmazdı evet, hatta şöyle özetlemiştim ben yazmak hakkında ki düşüncelerimi Teferruat başlıklı yazımda. :
'Yaşamın içine düşüşte bir kalem, bir dimağ, bir ruh, ben hayatı yazdım. Malum o yazdığım hayat devam ettikçe kelamımın satırlarla buluşması da devam edecek. Yeter ki okuyacak bir çift göz, anlayacak ruhlar olsun. Alkışa ne gerek var.
Yazıyor olmamın yanında hayat bir teferruattı çok zaman. Teferruatı yazdım.''
Cihat kardeşimde yazmak ile arasında ki yaşamsal bağı bizlere öyle güzel aksettirmiş ki. Yaşadıklarını ve o yaşayış içinde düşüncenin ne kadar ağır olduğunu anlamamak mümkün değil.
Birden içten dili ve abartısız olduğu gibi aktarışı şiire farklı bir ahenkkatmış
Yürekten kutluyorum...
__SEVDAZAN___
TÜM YORUMLAR (1)