Ben ki boş vermiş bacalardan tüten yalnızlığım
Mırıltılı bekleyişin istiridye kabuğu gibi
İçinde hapsettiği ve kimseye anlatamadığı
Kelimelerimdir kırık kayıklardan yapılmış
Renksiz oklar batar kimi zamanda
Çünkü bilirim ölçemediğim anlamsız Tanrıları
Ben anlamam tanrılardan
Çünkü gözleridir bir bekleyiş parmaklığı
Kara panterin dönen bilinç gölgeleri gibi
Ardımdan gelir sokaklar gölgemin süzüldüğü yere
Diyelim ki alaca karanlıkta sevdalı bir kuş var
Uykuda, yorgun ve hayalsiz bir hasta
Ben oradayım işte, kendi bacasından tüten yalnızlık
Ki bu boş vermişliğidir mırıltılı bekleyişlerimin istiridye kabukları
Uzun parmaklıklar ardına saklanmış
Hapsoluşudur bu döner, dönen yakamozlar
Bir zırdeli olduğumu anlamıştır kediler
Destansı parçalardan çekilen
Halatları boynumun tikleridir durmayan
Irmağın içine dökülen benim kimi zaman
Son yapraklar gibi kavrayıp ve gömülen
Islak kaldırım ve toprak kokularında
Mesela, söyler ruhumun ışığı
Özler gibi kaçar yalnızlığımdan
Diyelim ki son yapraklar kavrayıp gömdüler yalnızlığımı
Ben oradayım işte, Lazarus’un dirildiği ve şimdi uyu dediği yerde
Kara panterin parmaklıklar ardındaki dönüşüdür
Çemberi çizdiği istiridye kabukları
Ben ki boş vermiş bacalardan tüten yalnızlığım
Mırıltılı bekleyişin istiridye kabuğu
Kahkalarımla uyandırırım mangaları
Sağ sol, sağ sol ve şimdi kıt a dur yalnızlığında
Parçalarım ahtapot kollarında yeşerir.
Irmağın tentesinde gömülü hazine kaçışlarında
Saçmalar beynim ilhamı duyduğu yerde
Ki saçma olan değil mi tentesi
Yırtık ruhlarımızın asıl sesi
Ve son yaprak düştüğünde
Son yalnızlıklarımız bittiğinde
Ve son tanrılar öldüğünde
Son aşklar geriye dönüp baktığında
Taşlaşacak her şey ve kurtlara yem olacak
Kabaran lekeler gibi zürafaları zihnimin
Uzatırım boynumu çenemde sıktığım düşlerimi ve her biri
İstiridye kabuğunda inci
Mahsulüdür geri çekmelerin yalnızlık senfonileri
Ki mesela, teknesi diyelim su almıştır
Çil çil yansırım saydam içimden
Çiftleşip alevi ağzımda yuttuğum
Bir satranç tahtasına hapsolmuş gibi
Gömerim içimdeki ölüleri
Ah Lazarus! Dirilttin beni yine
Çünkü bir olmadır anlayışımın kıtlığı
Ben anlamam tanrılardan süt sağmayı
Düzen taşları, kurallar ve namus bekçileri
Yaratırım baltalar sakıncalı düşlerden
Kısacası şöyledir dediğim ölü kelimelerden;
Ben ki boş vermiş bacalardan tüten yalnızlığım
Mırıltılı bekleyişin istiridye kabuğu gibi nefessiz ve yalnız…
Kayıt Tarihi : 11.5.2025 21:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!