1.
garip bir titreyiştir
içimde kökleri kayıp aynalar
yaradır tenimde koyulaşıp kanayan
hangi çıkmaz sokağın bağrına duvar çeksem
..........ve hangi kaldırım taşına boyun eğsem
insafa gelirde, biter bu ayrılık
sen layla,
bir cumanın içine sığan
...........otuz altı yıllık göz yaşımsın
yitip gidiyor bak günlerim sensiz
açlığım inciniyor kireç beyazı duvarlarda
soluğuma üşüşen kuşların ölüleri
..........yıllarca susuz konakladı dilimde
karşıyaka anlar mı beni
anlar mı ceplerimde biriken
...............gölgelerinin ateş artığı külleri
2.
seni düşünürken, susuzluğu bilen ağaçlarda
camdan yüzünü yontar umutlarım
eksik taşlı kaldırımların
.............işgali başlar gecenin tenhasında
kirli bir zaman dilimi
yeniden boş odasına çeker gövdemi
sınar kötürüm değneğiyle bedenimi
3.
...Layla
senin adına düşler sakladım cebimde
çıplak bakışlarıyla büyüyor bu akşam
....................................bir soysuz gece
ötelere dönük yollar geçiyor içimden
.....peron numarası silik bir terminalden
gözlerim hüznün derisini yalıyor
hangi gözyaşı bu ayrılığa çürümez
ellerimi bıraktığın gün
................buz kokusu sindi yüreğime
alma avuçlarını benden, ne olur alma
................................üşüyorum layla
henüz adı olmayan bir yolun üzerine
............benim için ölüm fermanı yazıldı
uyuşan dudaklardan
.....çıkarsa söz yerine ıslak bir veda
zulmü kutsar geceler, ne çok ölüm dilinde
4.
özlemlerle dolu yılların göbeğinden sızıp
Meryem ana güzelliğinde
......kutsal on bir yıldız gibi düştün tenime
yalnızlığımın çığlığı kanıyordu
gözlerinle dokundun ruhumun iliğine
lir sesin kızıl bir gemi gibi geçti
.................gönlümün mavi denizinden
söyle, Karşıyaka’nın güzel gözlü ceylanı
.........hangi sosyete akıl anlar bizi
.............ve hangi pranga tutsak alır bu sesi
biz ki, çelik aynalardan gelmişiz
yüzümüzü yırtmamış hiçbir anlamsız görüntü
kemiklerimiz kederden geçmişte
.omuzlarımızda güneşi taşımayı unutmamışız
5.
ay ışığını eledik gecenin karanlığında
sürünerek bulduk ılık yaz yollarını
kalan en son kadın sensin
...........ey sefaleti bilen ananın soyu
vakit yok
günün direğine yerleşmeden leylekler
................ve ıslanmadan gecenin asi yüzü
geçmeliyiz, güneşin kavurduğu ayaklarla
.................................temmuzun yirmi beşini
göğün en yüksek yerine
.......................dertlerini taşısa da şairler
............ve çıksa da yazgıları acının üzerine
terleyen ateşlerin zincirlerini kırarak
.....geçmeliyiz bu ayrılığın hüzünlü vadisini
6.
gözlerinin yaralı tuzu yerleşti kalbime
acısı, kan gibi damarlarımda dolaşır
ışığın güne hasret çilesidir yalvarmalarım
yanık parmaklarımla taşıdım sevgimi
................geçtim dünyanın üzerinden
kaç ölünün külüne düştüm de
..............açılmadı bahtımın çelik kilidi
benim bu yanık cesedimi
.......Osman bey parkından
......................ikindi saatlerinde kaldırın
7.
.....Layla
..........hiçbir şey hatırlamıyorum senin dışında
...yüreğimi bakışlarınla yırttın
gel o gümüş parmaklarınla dik
öyle ki, asılı durayım
...........senden geriye kalan en son geceye
gel, tut ellerimi tüm kadınlığınla
hiçbir terminal öldüren bakışlarıyla
..........artık durmasın ayrılığa
8.
bak, göğsümde yanıyor ateşin
...................................ellerin nerede
yokluğun susuyor sessiz ışığın gövdesinde
benim bu derin yalnızlığıma yüzün yamalı
yağmalanmış kollarım
.........kanımda gezinen hayalini sarıyor
nerede yaşarsan yaşa
.....................nerede olursan ol
baktığım yıldızlar dökülecek dudaklarından
ve tenine kavuşan dalgalarımın üzerine
................yaralı ruhunu sereceksin
ve yeniden aydınlanacak
..................iki zafer gibi gökyüzü
9.
kaç zamandır seni arayan gölgem
.....annesini kaybeden bir yetim gibi
...............çırpınır durur acının iliğinde
kaç karanlık mevsim geçti
......çiğnenmiş duvarlarımın üzerinden
yinede senden öteye gitmez ayaklarım
şiirlerimin rengine işlerim uykusuzluğumu
gözlerine geceden ve günden köprüler olurum
ölümsüz akarım ılık soluğuna
ve yaradanın hüzünlü öpüşleri
......................kırılınca alnımızda
geleceksin biliyorum layla
...................billursu bir ışığın ayarında
seni bir kere daha sevdiğimi haykıracağım
ansızın açan bir günün derisinde
OrhanDEMİRTAŞ
Orhan DemirtaşKayıt Tarihi : 6.2.2005 14:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

sevgi ve saygilarimla
Bir cumanın içine sığan
Otuz altı yıllık göz yaşımsın
...
Uyuşan dudaklardan
Çıkarsa söz yerine ıslak bir veda
Zulmü kutsar geceler
Ne çok ölüm dilinde
....
Gözlerinle dokundun ruhumun iliğine
Lir sesin kızıl bir gemi gibi geçti
Gönlümün mavi denizinden
Hangi sosyete batak anlar bizi
....
uzun oldugu icin önüme böyle bir toparlama olarak aldim bu misralari...bir önceki gibi...bana öyle geliyor ki, okudugunuz bir kitaptan, örnegin Layla baslikli bir roman, veya kahramani layla, sizi bu duyumlar serüvenine örseleyerek sürüledi, örs ve cekic arasinda kalmislik duygularini kendi duyumuyla o an´a ve bulunulan an´i, bilinen bugünden durumlarla ic ice harmanlayisi....
aglama duvari, yine aklima israille filistin arasinda, israil tarafinda yüksekce örülü bir duvar (seki), en kutsal ibadet yeri olarak adi aglama duvari olarak geciyor ve filistin tarafinda bitisiginde camii...
ve ne cok muhtesem laylalar öyküsü yükseliyor oralardan...her kezinde beni benden alircasina bir sempati ve sicakliklarda, ama acilarin essiz sonsuz tükenmezliginde, dogalligi olan o özlem ve hasretin hala duyumsanisi acilarla essiz sonsuz tükenmezligi ile...evet bir kader gibi...kendine kaderi ensiz sonsuz ucsuz bucakliginda ve her solukta duyumladiklariyla duyumsattiklari o dogallik ve seffaflikta...
bu iki bölümlü siir, sanki bu konuda okudugunuz bir kitaba nazire gibi ayni yankisiyla oksayis, özlem ve hasret, ayriliklar acisi...Ve ciksa da yazgilari acinin üzerine, terleyen ateslerin zincirlerini kirarak, gecmeliyiz bu ayriligin hüzünlü vadisini ve su misralarla
Şiirlerimin rengine işlerim uykusuzluğumu
Gözlerine geceden ve günden köprüler olurum
Ölümsüz akarım ılık soluğuna
Ve Tanrının hüzünlü öpüşleri
Kırılınca alnımızda
Geleceksin biliyorum layla
Billursu bir ışığın ayarında
Seni bir kere daha sevdiğimi haykıracağım
Ansızın açan bir günün derisinde
oldukca yakin bagdastiriyorum ve en icten tesekkürlerimle bu güzel gücte yorumunuzda sizin 'dilin farklı ve bakir olması şiirin tadını açığa çıkaracaktır. gerisi kelime kültürümüze kalmıştır.' deyisinizi duyuyor gibiyim...
sizi yürekten kutluyorum ve sizin siirlerinizi okumak bir ayricalikli mutluluk, tad ve haz, kültürleri de oksayan bir üstünlük...
Senin adına düşler sakladım cebimde
Çıplak bakışlarıyla büyüyor bu akşam '
Leyla bazen 36 yıl beklenir bazen bir ömür. Çok güzel ve anlamlı şiirini kutluyorum. Saygılarla
Gölgelerinin ateş artığı külleri
işte buna lafım olamaz böylesi güzel dizelerinizi ancak alıp başucuna koymak lazım.
daha sonra şiirinizi didik didik edeceğim. merak etmeyin
biliyorum ağlama duvarı daha bize bir çok menfez açacaktır.
saygılarımla
TÜM YORUMLAR (6)