Lapa lapa Kar Yağıyor Şiiri - Süleyman B ...

Süleyman Bektaş
407

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Lapa lapa Kar Yağıyor

LAPA LAPA KAR YAĞIYOR
Kar yağıyor lapa, lapa,
Torosların ortasında.
Görbeyazın eteğinde,
Lapa, lapa kar yağıyor.
Ahşaptan bir barakam var.
Sığınmışım apar topar.
Lapa, lapa kar yağıyor.
Etraf ıssız ve sessiz,
Gökyüzü gümüş grisi,
Lapa, lapa kar yağıyor.
Barakamın köşesinde,
Bir şöminem var ne ise,
Odun da var, çam ve meşe.
İşte burada, birazda çıra,
Lapa, lapa kar yağıyor.
Ellerim ayaklarım üşüdü.
Şömine de tutuşturdum odunu.
Bir minder atıp oturdum,
Yanan oçağın başına.
Tandır ekmeğimi ısıttım,
Dayadım köşe taşına,
Biraz peynir ve zeytin,
Birde kırdım kuru soğan.
Nasılda acıkmışım, oy aman.
Bu nimet, bu lezzet,
Bulunmaz her zaman.
Testimi de doldurdum,
Billurlaşmış kar suyundan.
Lapa, lapa kar yağıyor.
Barakamın önü açık,
Sofa şömineye karışık,
Lapa, lapa kar yağıyor.
Oturdum şöminenin başına,
Seyrettim gün boyu,
Karın rüzgârla dansını,
Lapa, lapa kar yağıyor.
Bu bana inanılmaz haz veriyor.
Barakamın yanı başında,
Koro tutmuş çam ağaçları,
Saz çalar yaprakları,
Rüzgârdan mızrapları.
Noel baba, giyinmiş,
Kardan beyaz papakları,
Lapa, lapa kar yağıyor.
Meşenin dalında bir saksağan,
Öte yanda ağaçkakan,
Kuzeyde ardıç ağacı,
Alt dalında cırık kuşu,
Bir vuruştur her ötüşü,
Sazıma düzen veriyor.
Lapa, lapa kar yağıyor,
Bana sonsuz huzur veriyor.

Süleyman Bektaş
(Çağdaş-i)

Süleyman Bektaş
Kayıt Tarihi : 29.12.2008 12:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nafi Çelik
    Nafi Çelik

    Mükemmel bir şiir sevgili hemşehrim.
    Akıp gitti su gibi...
    Tam puan + Ant.
    Ben de sizi aşağıdaki şiirime çağırıyorum.
    Selam ve sevgilerimle...

    Silvanlı Haso Dayı ile Arslanköylü Ahmet Efendi

    -Ruhları şadolsun-

    -1-
    Mersin'in Arslanköy'ü
    Nüfusuna kayıtlı
    Karahasanoğlu Ahmet Efendi
    Omuzunda dolma tüfeği
    Çanakkale sırtlarında bir yerde
    O siper senin öteki benim
    Ha babam
    Koşar durur

    Çanakkale sırtlarında bir yerde
    Denize nazın manzaralı
    Gökyüzü biraz bulutlu
    Tepelerin birinde
    Arslanköylü Ahmet Efendi
    Silvanlı Haso Dayı'yla omuzomuza
    Ölüme inat kararlı
    Dimdik durur

    Tarih yazdıklarını bilmeden
    Yorulmadan yılmadan
    O siper senin öteki benim
    Mahşerin kurulduğu
    Yüzbinlerin vurulduğu
    Çanakkale sırtlarında bir yerde
    Arslanköylü Ahmet Efendi
    Silvanlı Haso Dayı'yla
    Koşuşur

    Mermiler yağar
    Şarapnel parçaları uçuşur havada
    Düşman gemileri Boğaz'da mağrur
    Karada onbinlerce Mehmet
    Silvanlı Haso Dayı'yla
    Arslanköylü Ahmet Efendi
    Ve herkes
    Nefes nefese dağ-taş


    'Hücum' emriyle inler yer-gök
    siperler arı kovanı
    beyleri
    Beyleri Mustafa Kemal her yerde
    Göğüsler gerilir
    Dillerde tekbir
    Ellerinde tüfekleri
    Mizan kurulur

    -3
    Gün biterken sessizlik başlar
    Arslanköylü Ahmet Efendi
    Silvanlı Haso Dayı'nın derdindedir
    Binlerce ŞEHİT ERLERİ
    Öper alınlarından toprak
    Orada
    Çanakkale sırtlarında bir yerde
    Manzarası kanlı bir tepede
    Yaralı bulur Haso Dayı'yı
    Arslanköylü Ahmet Efendi

    Omuzunda Haso Dayı
    Bir elinde dolma tüfeği
    Diğer elinde yüreği
    Secdededir dağ-taş
    derken top sesleri duyulur
    Arslanköylü Ahmet Efendi
    Silvanlı Haso Dayı'yla
    Oracıkta vurulur

    -4-
    Orada
    çanakkale sırtlarında bir yerde
    Yüksekçe bir tepedeler şimdi
    Silvanlı Haso Dayı'yla
    Arslanköylü dedem Ahmet Efendi
    Bilirim özgürlük türküleri dillerindeki
    Elele koyunkoyuna yatıyorlar
    Silvanlı Haso dayı'yla
    Dedem
    Arslanköylü Ahmet Efendi

    Nafi Çelik





    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.


    --------------------
    Bu şiirin hikayesi:

    Çanakkale'de şehit olan yüzbinlerce askerimizden yalnıca iki kişinin, Silvanlı Haso Dayı ile dedem Arslanköylü Ahmet Efendinin destanıdır bu şiirim...
    Onlar koyunkoyuna yatarken bizi, 'Sen Kürtsün, sen Türksün' diye biribirimize düşürmeğe çalışan ve sözde 'Aydın! ' geçinen gafillere sözüm var; biz bir bütünüz, biz, hepimiz Türküz... Alt kimliklerimiz ne olursa olsun, ulusal kimliğimiz Türk'tür, Türklüğümüzle övünürüz.
    Bu destan, Türkle Kürdün birlik ve beraberlik destanıdır.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Süleyman Bektaş