Boğazım acıyor şu an. Ölüme her an biraz daha yaklaştığımı bildiğim şu anlarda sadece boğazımdaki ağrıyı azaltmak istiyorum. Bitmek tükenmek bilmeyen öksürük krizleri yetmezmiş gibi artık nefes alırken bile zorlanmaya başladım. Evet... ölüyorum artık
Yüreğimde tarifi zor bir acı ile, zihnimin o çok bilinmeyenli denklemini çözmek üzere yatağımın üstünde oturuyorum. Yaşam nedir? Ölüm nedir? Neden doğdum ve neden ölüyorum?
Sadece bunları düşünmek bile, zar zor dik tutmakta olduğum bedenime ağır bir yük oluyor ve sırtüstü yığılıveriyorum yatağıma. Gözlerim tavana odaklanmış şekilde sadece kendimi ve bunca yılımı düşünüyorum. Tam kırkbeş koca yıl... Acısı ile tatlısı ile, cana can katan umutlarla, ömrümden ömür götüren anılarla geçen tam kırkbeş yıl...
Nasıl da sigara istiyor canım... Aslında bir fırt alsam ne olur ki? Bir fırt alsam ve bir daha hiç uyanmamacasına uyusam. Zaten bunun için geriye doğru saymıyor muyum günlerimi? Zaten bunun için hızlı geçen zamanla kavga etmiyor muyum nicedir? Nasılsa gelecek olan o “beklenen son”u tüm hazırlıklarıma rağmen karşılamaya hazır değil miyim acaba? Neden hala zihnimde bunca soru var? Neden, Neden, Neden? ...
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
bu ne ya Betül.. kopmuşsun sen bu dünyadan..
Çok teşekkür ederim arkadaşlar ...
inan bu yazıdan çok etkilendim gercekten göz yaşlarımı tutamadım okurken
bence nefisbir anlatı olmuş...
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta