Lânetin Semantiği Şiiri - Zana Yekbün

Zana Yekbün
13

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Lânetin Semantiği


Bir şehir düşmüş sırtına zamanın,
Kamburu çatlamış, kanıyor sükût.
Köprü altlarında filozof sıçanlar
Kant’ın sentetik A priori’sini
Çalıntı şarap şişeleriyle tartışıyor.
Bir dilenci, Tanrı’nın böbrek taşını
Kaldırıma vuruyor:
İşte kıyamet!

Yeraltı mezarlarında yarı çıplak azizler,
Kuyruklarına takılmış demir halkalarla
Kapitalizmin katedralinde dans ediyor.
Bir fahişenin çantasında
Heidegger’in Hiçliğin Metafiziği
Ve bir poz geciktirici hap:
Varoluş özden önce gelir ama
Gecikmiş özlemler öldürür!
Sabah 05:23,
Kentin lenf düğümlerinde biriken
İntihar niyet mektupları.
Her metro vagonu bir Beckett sahnesi:
Godot’yu bekliyoruz! Diye haykıran
Sağır bir kör,
Kepçeyle çalınan bir piyanoda
Dies Irae çalıyor.
Bir bodrum katında,
Kırık dişli bir şair
Platon’un mağarasını
Molotof kokteyliyle aydınlatıyor.
Duvara yazıyor kanıyla:
Hakikat yanar,
Ama külünde boğulursun!
Dışarda polis sirenleri
Nietzsche’nin Çekiçli Düşüncelerini
Susturmaya çalışıyor.
En üst katında gökdelenin,

Bir CEO
Kendi kalbinin borsa verilerini izliyor:
Düşüş, düşüş, düşüş...
Pencereden atlayan bir muhasebeci
Havada Das Kapitali
Sayfa sayfa yutuyor:
Artı-değer midir
Son sözüm
Yoksa
Artık değersiz miyim?
Kentin ortasında bir çocuk,
Yüzünde Auschwitz’den kalma dövme
(henüz doğmamış)
Soruyor:
Annem
Beni neden
Bir toplama kampı
Hayal ederken
Dokuz ayda ördü?
Gökyüzü cevap veriyor:
Asit yağmuru.
Geceyarısı,
Kütüphanelerde çarmıha gerilmiş kelimeler
Dilinden vurulmuş şairlerin
Ağıtlarını mırıldanıyor.

Bir kitap kurdu,
Derrida’nın Yapısökümünü
Dişleriyle parçalıyor:
Anlam ölüdür,
Küllerini kokla!
Biz ki
Prometheus’un çalıntı ateşini
Cep telefonlarımızda taşıyan
Nesiliz.
Her darbe bir küfür
Ebedi dönüşe,
Her sevme bir çarmıh
Arzunun Golgotha’sında.
Sokak lambaları
Kırık şişe camlarına
Stalin’in, Freud’un, Madonna’nın
Gölgelerini düşürüyor.
Bir trans kadın,
Lacan’ın aynalarını
Topuklu ayakkabısıyla kırıp
Haykırıyor:
Ben
Öteki değilim,
Ben
Ötekinin
Ölmüş
Annesiyim!
Ve sabah…
Şehrin kanalizasyonlarında
Sartre’ın Bulantısı
Kıvam değiştiriyor:
Yeni bir din!
Kutsal metinler:
Reddedilmiş CV’ler,
Dikta mesajları,
Ve 3. Sayfa ilanları.
Tapınak:
Bir faşist mağazası.
Rahipler:
Antidepresan bağımlısı
Tanrı —eğer dinliyorsa—
Kendi kendine
Yeniden başlat düğmesine basıyor.
Ama sistem hatası:
İnsan denen virüs
Tüm dosyalara bulaşmış.
Format atmak
Etik mi?
Biz,
Bu kara mizahın
Hem senaristi
Hem de seyircisi,
Soruyoruz son karede:
Bu film
Bir trajedi mi
Yoksa
Absürt bir porno mu?
Perde iniyor.
Alkış yok.
Sadece
Dijital bir ses:
Hafızanız doldu.
Lütfen
Kendinizi silin.

Zana Yekbun/ Emrah Aktaş

Zana Yekbün
Kayıt Tarihi : 22.2.2025 18:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!