Lamba denilince aklıma eski çağlarda yaşayan insanlarımız aklıma geliyor. Bir şömine yada bir gaz lambasıyla evi aydınlatan insanlar. Annemle babam anlatırlardı hep. Bizim zamanımızda bilgisayarı bırak ders çalışmak için mum yakardık derlerdi… - Şimdiki olanaklar o kadar gelişmiş ki amerikada ki yakınımızı bile internetten görebiliyoruz. Fakat önümüzde ki nimetleri göremeyecek kadar körüz.. İnsanlar hayata ne için geldiğini bilmiyor. Sürekli bir şeylerinlerin peşindeyiz. 24 tane şehitin katillerini aydınlatabilir mi lamba? hayır. Adı var kendisi yok. Yerleşik zamanda teknolojinin de gelişmesiyle bayağı bi olanaklarımız oldu.. Lambalardan ziyade birçok aydınlatıcı araçlar var artık.. Elektrik olmasa bile jenaratörün devreye girmesiyle her şey mümkün olmuş durumda. Lamba her şeyi aydınlatır diye bir kaide de yok. Bir insanın içini aydınlatabilir mi? yahut yer altında çalışan bir madencinin yüzünü? Nazım hikmet’inde dediği gibi; Sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa? Lamba bile tesir etmez.. Bazı İnsanlar bir şeyleri ortaya çıkartmak için kendini heba ederler. Nazım kendini feda etmedi mi? Fakat ışığı çok sonradan belli oldu.. Göremediler Anlayamadılar Kördü insanlar.. - Sonuç olarak lamba denilince aklıma bunlar geldi. 5 harften tek kelimeyle bir lamba geleceğimi aydınlatamaz… Zaten bu düşüncelerime de verebileceğiniz not 0… Gördüğünüz gibi lamba o kadar da aydınlatıcı bir cihaz değilmiş ;)
Uğur UygunoğluKayıt Tarihi : 20.2.2012 11:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!