(Sincan tanklar şehri değil laleler şehridir)
Sende doğdum sende öleceğim.
Diyar diyar dolaşsamda,
Yine sana döneceğim.
Sensin benim ilk aşkım,
Sende öğrendim sevilmeyi sevmeyi,
Bahçelerinde rengarenk lale görmeyi.
Tren yolunun kenarındaki asvaltta tornet kaymayı,
Boş arsalarında öğrendim futbol oynamayı.
Bir gün beş altı arkadaş,
Bisikletlerle eski yoldan,
Ayaş belini aşmıştık.
Dönüşümüz gece yarısını bulmuştu,
Bizde bu işe şaşmıştık.
Zülküfl, Mustafa, Ali, Abdurrahman
Nerdesiniz? Belkide hala semiha isen’desiniz.
Kiminiz bisikletinin tekerlerini parlatıyor,
Kiminiz de,
Okul duvarının üstüne oturmuş,
Ötekilere fıkra anlatıyor.
Külhanbeyi burnu kesik kara mustafan vardı,
Horoz ise horoz gibi öten yaşlı bir ihtiyardı,
Lale yarışmaları yapılırdı stadyumunda,
Bulgaristan’dan Romanya’dan göçmenlerin vardı,
Yerli halk onlara ‘muhacir’ diyorlardı.
Atatürk mahallesi, istasyon mahallesi, mahallelerin vardı,
Ne güzel günlerdi, taksicilik yaptığım yıllardı,
Birde ak yaşmaklı, şalvarlı kadınların vardı,
Yaz gelince sokaklardan düğünler taşardı,
Gençler misket oynardı,
Huzurunun teminatı,
Çanakkale gazisi Seyyid onbaşı,
Fatih mahallesinde yaşardı.
Sincan’ım da Sincan’ım
Sensin benim canım,
Dünyada başka yer istemem
İllede Sincan’ım. 21.06.09 Bakü
Kayıt Tarihi : 21.6.2009 11:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!