Sana gelişim aslında bir son' a gidişti...
Senaryosunu yazdığım..
Rollerini senle paylaştığım...
Ve Finalinde öldüğüm...
Bir oyun...
Keşke son perdeden bir öncekinde
Çalınmış bir duygu
Tıpkı emanet bir elbise gibi
Üstüme tam da oturmayan
Yakışmayan... uymayan...
Ama yaşanmaya çalışılan
Ve hissedilip yaşanan
en acıyan, en kanamalı, sızlayan yanımı sana getirip
en savunmasız, en kırk, üşümüş halimle sana sığınıyorum
içim döküp yüzüm sürdüğüm...
insan yarasını sevdiğine verir mi?
açık bir yara gibi
tam orda dur...
ortada...orda...
kimildamadan...
kapat gozlerini...
birak kendini...
kollarini....sal...bedeninin yanlarina...
Yaşama hep geç kaldım...
Oysa erken kalkmıştım...
(Kasım 2000 / İstanbul)
Bir kahraman aradı düşlerim
Yaşamın viraneliğinde..
Ve seni yarattı ruhum..
Gibi yapmadım...
Gibi sevmedim...
Buna rağmen..gibi.. hissettin..
Yaşam bir köşe kapmaca...
Ama dünya yuvarlak...
Var mı bir köşe kapacak?
(12 Ekim 2000 / Paris)
Sen hiç öldün mü?
Ben öldüm...
Hem de kaç kere
Katilim kim mi?
Sen... sustuğunda...
Ben... konuştuğumda
gök yüzü şu an sari...
peki... SUSALIM...
biz susarak da anlayabilirdik değil mi?
kelimeler bize yeter mi anlatmaya...?
Kulaklarımı sağır eden suskunluğun...
Beynimi iğfal eden yokluğun...
Şu sessizliği duyuyor musun?
Çığlık çığlığa çaresizliğimi
ve sensizliğimi anlatan?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!