Niye bu töhmet, niye bu korku, niye bu öfke, niye
Laleler varmış, lalezarlarda açan tanesi 500 altına
Saltanat devri, sadabat kasrı, helvanın aşkı, zevkin en tatlı anı
Lale devri, bitmeyen baharmış, kıskanan bakışlarla yaşanmış
Nedim demiş ki: Ahh! Şehri Stanbul ben sana vurgunum
Mecnun ettin beni bu hayatta, aktım, sandal sefalarına
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Lale devrini bilmemek mümkün mü:) Şiirinizle ilgili değil ama Lale deyince asıl dikkatimi Antalya'daki yoğun Trafikte yol kenarlarına dikilmiş bir kaç günlük ömrü olan laleler çekmekte. Düşünüyorumda acaba o lale masrafları yollara yapılsa daha iyi olmazmıydı? Laleyi sevmemek mümkün mü? Ancak O trafik stresinde lalelere bakan kim? Saygılar.
lalezarlarda en güzel laleleri yetiştirmeniz dileğiyle..harika bir şiir okudum teşekkürler
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta