Fidan boylu gök gözlü bahtsız Lale,
Suçun neydi senin düştün bu hale,
İsmin kadar cismin de güzel senin,
Fakat en güzel şey aklıdır insanın.
Seni bu hale koyanlar utansın,
Soğuk bir günde kısa kollusun.
İçinde fanilan yok çıplaksın,
Fakat nedense çok terliyorsun.
Belinde kalın deriden bir kemer,
Her teki ayrı renkte çoraplar.
Sokmuşsun çoraplarının içine
Güzelce daraltılmış paçalar.
İçler acısıdır senin durumun,
İbrettir bizler için perişanlığın.
Ve Allah ı zikrederek dönüşün,
Hele Yasin i Şerifi okuyuşun.
Allah’ım ne acı bu durumun,
Bu çilen nedir ne zaman bitecek.
Ne zaman yerine gelecek şuurun,
Lale ne vakit huzur bulacak.
Yerinde duramıyor içi daralıyor,
Çareyi zikirde dönmekte buluyor.
Dönüyor dönüyor durmak bilmiyor,
Zikrediyor durmadan dönüyor.
Kafasına aldığı darbe 0nu,
Bu hale düşürmüş söyleniyor.
Yitirmiş aklını ve şuurunu,
Bir anda akıl gidip geliyor.
Allah’a yaşlı gözlerle yalvarıyor,
Terler yaşlar biri birine karışıyor.
Bizler 0nun kadar da olamadık,
O dönerken zikrederken.
Biz dünya işlerini konuşuyoruz,
Sonumuzu düşünmüyoruz.
Hepimiz içindir bu acı gerçekler,
Anlayana ihtardır canlı örnekler.
(22 Mart 2003)
Vehbiye YerselKayıt Tarihi : 12.2.2015 21:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)