Ölümlü dünya... Öğdüm'lü dünya...
ve hâlâ mısralarla uğraşı-
yoruz, Allah’ım affet bizi!
Allah şahit ve O’nu çok çok çok seven
mutfağının penceresine parmak ucuyla
annesinin ismini nakşeden çocuklar şahit
göğsümün şu yokuşlu çıkmaz sokaklarında
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Lala Mustafa Paşa’dan...
ve hâlâ mısralarla uğraşı-
yoruz, Allah’ım affet bizi!
Allah şahit ve O’nu çok çok çok seven
mutfağının penceresine parmak ucuyla
annesinin ismini nakşeden çocuklar şahit
göğsümün şu yokuşlu çıkmaz sokaklarında
hep yalnız yürüyen, hep bedbin yürüyen
kara burunlu bir itin nikbin rüyalarına
ben ömrümce
ben ömrümce mevsim mevsim
zümrüt gözlü, bembeyaz ve upuzun boyunlu
bir güvercin gördüm Hayy! .. şi’rimi arıyordu
ağlayarak ağlayarak seyrettim
sırf seyrettim
annesini alıp götüren bir uçağın ardından
ağlar gibi derininden ağlamalıydı insan
Lala Mustafa Paşa’dan ayaklanıp da
gül rüzgârları üfleyerek kanatlanan
bir Yatsı ezanının, bir Hüseynî salânın
ardından... bilemedim! afv! .. bilemedim
10 Ocak 2015 Cumartesi, 02:03
Şehr-i Kadim Aziziye | Yıl: 1 Sayı: 1 | Ocak/Şubat/Mart 2015
Abdulkadir Öğdüm
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta