Adem Yıldırım - Lâl Rengidir Hüzün Bazen ...

Adem Yıldırım
120

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Merhaba meyhaneci, bak uzun aradan sonra yine körkütük, perişan ve biçare geldim kapına. Demedim mi, beni bana bırakmazlar yüreğim ve hislerim yine sürüklerler buralara. Hadi kur bakalım çilingir soframızı. Bırak diğer masaları, en kuytudakini aç bana. Bugün bütün hesaplar benden, nasıl olsa hesapsız yaşıyorum ben en derin duyguları. Büyük şişelerden getir, yanımda en acı ege mezelerinden getirdim bak. Bugün bütün hayalleri ve umutları mezelerle dağlayıp, meylerle boğacağım…

En ağır notalı müzikleri aç, biraz daha ses ver. Yüreğimle dertleşeceğim oturma masama sakın, hal hatır sorma bu aralar bana. Üzülme, artık iyi bir müşteri kazandın, başka günlere sakla efkârın dibine vurma hayalini. Birazdan, ikinci ya da üçüncü kadehten sonra bir hayal gelecek kapıya, bekletme, tut kolunda al getir masama olur mu?

Hey garson! bu meylerin tadı kalmamış, yenilerinden getir birkaç şişe. Boşlar kalsın, onlara hapsedip, mavilere gömeceğim duygularımı. Ceketimi de getir sana zahmet, yalnızlık sardı bedenimi üşüdüm biraz. Ama cebindeki resme dokunma sakın, o bu dünyada kalan tek varlığım. Şu mezeleri ocağa tut da ısınsınlar biraz, dertlerimden daha sıcak olmalılar.

Garson kardeş şu müziğe biraz daha ses ver, cümlelerimi kimse duymasın ondan başka. Bugün kimseyi dertlerimle meşgul etmeyeceğim. Fazladan birkaç peçete ver belki lazım olur. Şu köşedeki çiçekçiden de bir buket gül getir sana zahmet, masamız boş olmasın. Meyhaneci bakma ikide bir saate, daha vakit erken. Hiç olmazsa eski günlerin hatırına biraz daha kalamaz mısın? Haklısın evin barkın var senin de, çoluk çocuk merak eder. İyisi mi paketle masadakileri ben aklımın firar ettiği sahilimde devam ederim kesiklerime tuz basmaya.

Tamamını Oku