Eyüp sabırları büyüttüm sana
Bir de lalelerin yokluğundan
Muzdarip lal devirleri…
Saltanat kayığında değil
Küreklerin sularını okşadığı
Kağıthane’nin berrak sularında gizliydi
Cümbüşüm.
Ne bir kasra
Ne de bir saraya
Yegane eşyası senin olacağın
Müştemilat kulübesine
Döşedim döşümü döşek gibi
Arımı,arsızlığımı
O yüzden başını eğ biraz
Eğ de arza bildir arzuhalini …
Yedi uyuyan ömürleri tükettim sana
Birde cananın yokluğuna
Aşina morto devirleri …
Aruz ki şeb-i
Senin gelişin miydi
Yoksa Azrail sen olup
Tebessümüne istifleyip ruhumu
Sana ait olan yanımı
Götürmeye mi gelmişti
Bilemedim
Gülümsemek geldi içimden o an habire
Nazire tebessümüne…
Karanlık perdelerde
Enstantaneler resmettim sana
Bir de görüntünün aksine
Muhtaç mil devirleri
Güzel gören güzel düşünürmüş
Güzel düşünen de
Lezzet alırmış hayattan
Retinamda sakladığım
Güzel yüzün yeter mi
Zifirilerime çalar mı gökkuşağını
Çalsa da tutar mı
Tutsa da verir mi yaşamın tadını
Usuma,uğursuzluğuma…
Kapılar sürgüledim bana
Bir de maymuncuklara
Meydan okuyan kilit devirleri
Bil ki sen değilsin anahtarı
Anahtar kelime bende saklı:
Mahşer!
Her şey mahşerde saklı
Her şey mahşere saklı…
Fatih Emre Katrehanoğlu
Kayıt Tarihi : 9.9.2018 00:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)