susardık sevişircesine
geçerdik zaman denen
akışkan bir sonsuzdan
anılar dağlaşırdı
ağırlaşırdı akışı anın
dersimiz hüzündü
ve öpüşen iki heceydi gece
ne kadar yüzersek yüzelim sus göllerinde
vatanımız sözcüklerdi sevgilim
sözcüklerimizdi çıplak ruhlar cenneti
ve ben sırf bu yüzden varabilirdim secdeye
çok şükür
çok şükür yasaksızdı aşkımızın lunaparkı
o zamanlar bilmezdim
her kırmızıda bir yalanın saklandığını
meğer ne kadar konuşkanmış renkler
sarı sabırmış ve ihanet kızıl
kandırıldıkça kanarmış kadınlar
ben bilmezdim bunları o zamanlar
cinnet suyundan içip
herkes olmamıştık
tenlerin ziyafetinde ruhum bir neydi nefesinle ses veren
ve şahlanan bir aşkla sınandım ben
düzyazılarınla düzlemimden çıkartırdın beni
ben şiir üflerdim kırk dualarla kutsarcasına seni
sultanıydık dar zamanların
ateşi buzla avuttuk
sustuk durmadan sustuk
susmanın boynu yok ki asılsın
unutmadık çocukları ergen edip geçirdikleri ipi
ya gelmiş geçmiş tüm insanlık suçları diyor isyanımın sesi
hadi beynimdeki sireni durdur
sustur beni konuşkan gözlerinle kapatıp dudaklarımı
sen yine şımart içimdeki kediyi
kayıp parçanı yine bende bulsun ellerin
alevlerine sarılsın eylül tanrıcası
sevinsin
taşlı yolları unutuversin içimdeki gezgin
anılara ihanetse unutmak
hatırla kanatlarını budamıştık bir muhabbetin
kafes kuşu işte diyeceksin
insanca konuşurken şarkısını unutmuş
oysa bu kedi
ruhunun önünde kıvrılır gibi
senden öğrendi
aşkın ve ayrılığın her rengini
yokluğunda
yuvasız kaldı öpücük kuşları
hani sen bana şahdamarımdan yakındın
dersimiz hayatmış anladım
Aslı DurakKayıt Tarihi : 17.9.2018 16:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!