Ellerim unutmaz seni Laila, kalbim unutsa
Bir edalı kadın bu şehirden ne zaman gitse
Beşlikler düşer sensizliğime gece vezniyle
Kökü bende unutulmuş hayıfların hüznüyle
Ellerim unutmaz seni Laila, kalbim unutsa
Leylaklar örselenir, mineler yanar adında
Kuşları kurumuş incir, ay’a bakar dalında
Salep bile ılımazmış fincan soğumayınca
Sevinç yeşermiyor işte sevdalık almayınca
Leylaklar örselenir, mineler yanar adında
Yorgun tren solukları paslanır isli raylarda
Hemdert duvar saatleri elem açar garlarda
Kan taşı peronları çınlarken o sinsi zaman
Aldanışın hıçkırıklarıyla geçmişten gelen
Yorgun tren solukları paslanır isli raylarda
Ateşe bırakılmış semender olsa da kalbim
Gıyabın buzul çağıdır ne etsem üşüdüğüm
Tenha kalırım mahşerinde sensiz bu şehrin
Donuk evlerinde baş ağrılı seken günlerin
Ateşe bırakılmış semender olsa da kalbim
Öldüren kim göğü Laila Perry taşa tutarak
Lale mi süsen mi cehennem narına atarak
Fesleğenler epriyorken saksılarında hazin
Suçu kimde kendi suyuna boğulan denizin
Öldüren kim göğü Laila Perry taşa tutarak
Zifir akşamın kursağına saplıysa dikenler
Bin ağıtla yutkundukça incinirmiş geceler
Ölümse özgürlük Laila Perry zalime karşı
Bir bulunmaz inci gibi aranan çarşı çarşı
Zifir akşamın kursağına saplıysa dikenler
Kâğıt ürperir ya hani kalem daha öpmeden
Buz tutan ayak izlerim titrerdi çözülmeden
Bir sürahi dolusu ışık ki bembeyaz gülmen
Ağzının kıyısında ürkek çekingen dökülen
Kâğıt ürperir ya hani kalem daha öpmeden
Ayrılık ne yüksek fırınmış Laila bir bilsen
Hem erir hem ateşinde üşür demiri görsen
Bırakıp gitmezdin beni sokak başı kederde
Çekilmez yalnızlıkların münzevi ellerinde
Ayrılık ne yüksek fırınmış Laila bir bilsen
Neden bu acele zaten hayat alırken tezden
En kalben tuttuğumuzu en önce elimizden
Değil mi ki ölümü doğrulamakta aşk sence
Eskir hatıralar da nefsimin mumu sönünce
Neden bu acele zaten hayat alırken tezden
Islan derdin saçlarımın çağlayanı altında
Bilirdin ki güneş açar senle isem duldada
Alıp giderdim başımı yıldızlarla akmaya
Yaralı sözcükler inmemişti daha dünyaya
Islan derdin saçlarımın çağlayanı altında
Masumiyet sezemezmiş ihanetini kalbin
Sobada sızması gibi derin uykuda zehrin
Mızrağın saplı dursa da karnımda ilelebet
Nabzımın son atışı da sen olacaksın elbet
Masumiyet sezemezmiş ihanetini kalbin
Kayıt Tarihi : 1.11.2017 11:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.